23.10. 2008, 5.Söke Edebiyat-Sanat ve Kitap Günleri, Hidayet Sayın'la

 
   
 

KİME GÜVENELİM?[1]

İstanbul’da geçen yıl 7 bin 279 polis hakkında soruşturma yapıldı. 4 bini uzaklaştırma ve meslekten çıkarma cezaları aldı.

Polislere yöneltilen suçlamalar arasında darp, ölüme sebebiyet verme, çetecilik, dolandırıcılık ve rüşvet ön sıralarda geliyor.

                İstanbul İl Polis Disiplin Kurulu raporuna göre, 2001 yılı içinde disiplin suçlarının yanı sıra rüşvet almak, suçlu kaçırmak, işkence, kalpazanlık, sarkıntılık, çek senet tahsilatı ve haraç toplamak gibi suç iddiaları da sık sık gündeme geldi.

                2000 yılında 4 bin polis hakkında soruşturma açılırken, bu sayı 2001’de ikiye katlandı. Rapora göre, yaklaşık 28 bin polisin kayıtlı olduğu İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde geçen yıl toplam 7 bin 279 polis soruşturmaya uğradı. Bunlardan 3 bin 939’u kınamadan maaş kesintisine, uzaklaştırmadan meslekten çıkarmaya kadar çeşitli cezalar aldı.

Birinci derece 59 emniyet müdürü basına bilgi vermek, dolandırıcılık çetesiyle ilişki kurmak ve ölüm tehdidi, darp, izinsiz ev araması, alacaklı kişiye borçlusundan parasını almaması için baskı yapılması, emniyet binalarına gelen kişilerin dövülmesi, operasyon sırasında adam dövülmesi ve soruşturma dosyasının zamanaşımına uğratılması gibi birçok suçtan sorgulandı. 

İstanbul Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek ve Merkez Disiplin Kurulu’nda evli olduğu halde bir başka kadınla ilişki kurmak iddiasıyla soruşturmaya uğrayan bir emniyet müdürünün cezası zamanaşımı nedeniyle ortadan kalktı. Bir başka emniyet müdürü ise cep telefonuna mesaj yolladığı için 6 ay durdurma cezası aldı. Maç görevi sırasında bir emniyet müdürüyle bir arkadaşının maaşında bu nedenle üç günlük kesinti yapıldı. Bir emniyet müdürü ile 75 arkadaşı ise izinsiz gösteri yaptıkları gerekçesiyle disiplin kuruluna gönderildi. 

                Rapor, tembellik alışkanlığının emniyet teşkilatında da hakim olduğunu ortaya koydu. Bir yıl içinde görevi savsaklayan ve suiistimal eden bin 99, amirin emrini yerine getirmeyen bin 91, bir hafta boyunca göreve gelmeyen 500, göreve geç gelen 165, görev yerini terk eden 134 ve görevde uyuyan 50 polis disiplin kuruluna gönderilenlerin üst sıralarında yer aldı.

                Darp, hakaret ve tehditten 524, efrade su-i muameleden (kişilere hakaret, kaba dayak) 315, işkenceden 25, ölüme sebebiyet vermekten 37, mesken masuniyetini ihlalden 5, sarkıntılıktan 18 polis hakkında soruşturma açıldı.

                Raporda, dolandırıcılar ve çetelerin peşine düşen polislerin de benzer suçlamalarla soruşturma geçirdiği dikkat çekti. Buna göre, bir yıl içinde 210 polis rüşvet ve irtikap, 130 polis şuçlu kaçırma, 84 polis sahtecilik ve dolandırıcılık, 27 polis gasp, 11 polis organize suç örgütü oluşturup çek senet tahsilatı yapmak, iki polis ihalede usulsüzlük ve bir polis ise kalpazanlık suçundan kurulda ifade verdi. Ayrıca borcunu ödemeyen 180 polis, intihara teşebbüs eden yedi polis, soruşturma neticesini beklemeden evlenen 58 polis de soruşturmalardan nasibini aldı.

                Bunlar görevi güvenliği sağlamak olanlar...

KARAKOL’DA AB YAKLAŞIMI

Ekim 1998’den bu yana yürürlükte bulunan ‘Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nde yapılan kısmi değişiklikler Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yenilikler şöyle:

·                     Yakalanan kişiye suç ayrımı gözetilmeksizin yakalama nedenleri, hakkındaki iddialar ile susma ve müdafiden yararlanma hakları “her durumda yazılı olarak” bildirilecek. Bunun mümkün olmaması halinde ise bu konular sözlü olarak aktarılacak.

·                     Yakalamadan ve yakalama süresinin uzatılmasına ilişkin emirden, yakalananın bir yakınına veya belirlediği bir kişiye cumhuriyet savcısının kararıyla gecikmeksizin haber verilecek.

·                     Yakalanan kişiye yakalanmaya itiraz etme hakkı bulunduğu bildirilerek, bu hakkın nasıl kullanılacağı açıklanacak. Yakalamaya ve gözaltı süresinin uzatılmasına karşı ilgili kişinin itiraz hakkı bulunduğu da polis veya jandarmaca hatırlatılacak. Kolluk kuvveti bu durumdaki kişiye “Bunun için bir dilekçe vermeniz yeterlidir. Dilekçeniz en seri şekilde yetkili hakime ulaştırılacaktır” açıklamasını da yapacak.

·                     Yakalanan kişi doktor muayenesi sırasında yalnız bırakılacak. Doktor veya şüpheli, sanık ya da gözaltına alınan kişi, kişisel güvenlik endişesini ileri sürerse muayene kolluk kuvvetleri gözetiminde yapılabilecek. Böyle bir durumda ise bu istek belgelendirilecek.

·                     DGM’nin görev alanına giren suçlarda, yakalanan kişi, cumhuriyet savcısı tarafından gözaltı süresinin uzatılmasına yazılı olarak emir verilmesinden sonra avukatı ile görüşebilecek

CMUK çıktığında umutlanmıştık. Yukarıda sıralananların uygulanacağını

sanıyorduk. Oysa, ülkeyi yönetenler bunu tam dört yıl sonra uygulamaya karar verdiler. Uygulamanın en önemli eksikliği hiç kuşkusuz, karakolda işkence konusuna yer verilmeyişi. Demokratikleşme ve hukukun üstünlüğüne saygılı ülkelerde böyle bir rezalete yer verilmiyor. Üniformalı polisin göğsünde kolay okunacak büyüklükte sicil numarası yer alıyor. Sivil polisler bile görev sırasında kimlik gösterme zorunda. Ayrıca, gözaltındaki kişilere verilen raporlar da ilgililere kapalı olarak iletiliyor. Bu kuralların Türkiye’de de uygulanmasının sağlanmasını istemek acaba safdillik olur mu...?

                Bir başka önemli konuya daha değinelim...Anadilde KURS Yönetmeliği...

                Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesi hakkında hazırlanan yönetmelik taslağı Başbakanlığın onayını bekliyor. Yönetmeliğe göre:

 

·                     Kurslar Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetiminde açılabilecek.

·                     Çalışmasına izin verilecek personel belirlenen niteliklere sahip T.C. vatandaşı olacak.

·                     Kurslara, en az ilköğretim mezunu olanlar kayıt yaptırabilecek.

·                     18 yaşından küçükler, velisinin yazılı izniyle hafta sonu veya yaz tatillerinde kurslara devam edebilecekler.

·                      Kurslar arasında nakil yapılamayacak.

·                     Kurs personeli ve öğrenciler, kılık kıyafet kurallarına uyacaklar.

·                     Kurslarda karma öğrenim yapılacak.

 

[1] İlk Hedef, Ekim 2002 yıl:2 sayı:13 s. 20-22