Satır Başlarıyla... KIBRIS
(15 Temmuz- 15 Ağustos 1974)
15 Temmuz 1974 günü sabahı
Kıbrıs’ta, Yunanistan’a bağlı subayların yönetimindeki
Ulusal Muhafız Gücü Kuvvetleri, bir hükümet darbesi
yaparak Ada’da yönetime el koydu.
İşgal ettikleri Lefkoşe Rum radyosundan
Cumhurbaşkanı Makarios’un öldürüldüğünü ilan eden
darbeciler Kıbrıs’ta bir “Ulusal Kurtuluş Hükümeti”
kurulduğunu belirterek eski Enosiscilerden Nikos
Sampson’un cumhurbaşkanı sıfatıyla and içtiğini ve
Kıbrıs’ta bir “Yunan Cumhuriyeti” ilan edildiğini
açıkladılar.
Bu habere göre Kıbrıs Adası, fiilen Yunanistan’a
katılmış oluyordu.
Türkiye darbeyi Yunan müdahalesi saydı.
TBMM olağanüstü toplantıya çağrıldı, hükümet ve Milli
Güvenlik Kurulu uzun uzun toplandı. Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Semih Sancar, “Kıbrıs’taki durum beklenen
şeydi” açıklamasını yaptı. Başbakan Bülent Ecevit,
“Darbeler yoluyla işlerin halledileceğine
inanmıyoruz. Bu haberi endişe ile karşılıyoruz”
dedi.
16 Temmuz günü ABD ve
İngiltere Türkiye’nin Kıbrıs’a karışmamasını istedi.
Moskova darbeyi “faşist” olarak niteledi.
Amerikan 6. filosuna Kıbrıs’a hareket emri verildi.
Başbakan Ecevit’in çağrısı üzerine
siyasi parti liderleri bir araya geldi son gelişmeleri
görüştü. Süleyman Demirel, “oldu-bittiğe kalkanlar
hüsrana uğrar” dedi.
Kıbrıs Türk “Bayrak” radyosu
yaptığı yayınlarda Kıbrıs’taki Yunan alayının darbeye
katıldığını duyurdu. İngiliz Dışişleri Bakanı Callaghan
Ankara ve Atina’ya geldi. Yunan radyo-Tv’leri darbeyi
duyurmadılar, Yunan halkı darbeyi yabancı radyo-Tv’lerden
öğrenildi. Makarios’un ölmediği anlaşıldı.
Yunanistan’daki cuntacı subaylara yazdığı ve 10 gün önce
gönderdiği mektup açıklandı. Mektupta Makarios, 10 bin
kişilik Rum Muhafız Gücü’nün başındaki 650 subayın
Yunanistan’a geri çağrılmasını istiyordu. Makarios, bir
İngiliz uçağı ile Ada’dan ayrıldı. Başbakan Ecevit,
“Türk yönetimi Kıbrıs’ta yegane meşru yönetim
sayılmalıdır” dedi. İngiltere’ye garantör sıfatı
ile, birlikte müdahale etmemiz gerektiği iletildi.
17 Temmuz günü Başbakan
Bülent Ecevit Londra’da İngiltere Başbakanı Harold
Wilson’la görüştü. Gazetecilere, “Yunan hükümetini
olayların tahrikçisi ve sorumlusu sayıyoruz. Yapacağımız
görüşmelerin Kıbrıs’ta barış ve istikrarın sağlanmasına
katkıda bulunacağını umarım" dedi. Donanma Ege ve
Akdeniz'de devriye gezmeye başladı. Bazı zırhlı
birliklerimiz Mersin limanında toplandı. ATAŞ Rafinerisi
ansızın revizyona girdi, petrol üretimini düşürdü.
Kıbrıs “Bayrak” radyosu, EOKA’cı Sampson’un eski
bir katil olduğunu açıkladı. 90 ülkenin işçilerini
temsil eden Ulusal Hür Sendikalar Konfederasyonu
darbeyi şiddetle kınadı. Birleşmiş Milletler Kıbrıs’la
ilgili olarak toplandı. Güvenlik Konseyi’nin Türk
temsilcisi Büyükelçi Osman Olcay, “Birleşmiş
Milletler Kıbrıs’ta tek meşru merci olan Türk yönetimini
kabul etmeli” dedi. Sekiz ülke, Atina’nın Kıbrıs’tan
elini çekmesini istedi. Yunanistan’da darbeyi doğru
bulmayan 22 general emekliye sevk edildi. İngiltere
Kıbrıs’a müdahaleye taraftar olmadığını açıkladı ve
‘garantör’ devlet olarak Türkiye’yi yalnız bıraktı.
Ecevit, 18 Temmuz günü sabaha karşı Londra’dan döndü ve
Ankara’daki ABD elçisiyle görüştü. Bakanlar Kurulu
sürekli toplandı. Dışişleri Bakanlığı’nın Kıbrıs
konusunda kararsız olduğu açıklandı. Yunan elçisi,
Dışişleri Bakan Vekili Hasan Esat Işık’a Yunanistan’ın
Kıbrıs’taki olaylarla ilgisi olmadığını bildirdi.
18 Temmuz günü TBMM
birleşik toplantı yaptı. Toplantı gizli oldu.
Kıbrıs’taki darbeyi yapanlardan EOKA’cı ve yeni
Cumhurbaşkanı Sampson, “Türkiye’nin müdahalesine
hiçbir sebep yoktur” dedi. Ecevit Londra’da ABD
Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’in yardımcısı Joseph
Sisco ile iki defa görüştü ve “Durum vahim” dedi.
Ecevit’in önerilerini alan Sisco Atina’ya hareket etti.
Oradan Ankara’ya gelecek. Yunanistan’dan 5 uçak dolusu
asker ve silah Lefkoşe’ye geldi. Darbeciler Lefkoşe’de
Türkler ve Rumlar’ı ayıran “Yeşil Hat”ta mevzilendiler.
TBMM gizli toplantısının 20 Temmuz Cumartesi günü devam
edeceği bildirildi. Ecevit, “Zaman çok önemli hale
gelmiştir. Saatler geçtikçe Kıbrıs’ta Yunan varlığı
artmaktadır” dedi. New York’a gelen Makarios,
“Birleşmiş Milletler Ada’ya silahla müdahalede
bulunmasın” dedi. Sovyetler Birliği Birleşmiş
Milletlerin müdahalesinden yana tavır aldı. Süleyman
Demirel, “Bu davada milletçe bölünmez bir bütünüz”
dedi. Yunan ordusu alarm durumuna geçti.
19 Temmuz günü Bakanlar
Kurulu Kıbrıs’la ilgili toplantı yaptı. Ankara’daki
yabancı ülke temsilcilerinin Türk Hükümeti ile temasları
devam etti. NATO’daki Yunan delegesi, Kıbrıs’taki 650
Yunan subayının geri döneceğini açıkladı, sonra bu
sözünden caydı, değiştirme yapılabileceğini bildirdi.
Türk delegesi Atina’nın teklifini reddetti. Ecevit BM
Genel Sekreteri Waldheim’a gönderdiği mesajda,
“Ada’da tek meşru yönetim Türk idaresidir” dedi ve
BM’de darbecilerin temsil edilmesini reddetti. ABD
Dışişleri Bakan Yardımcısı Joseph Sisco, Atina’dan
Ankara’ya geldi ve sabaha kadar Ecevit’le görüştü. Ancak
Sisco’nun getirdiği Yunan teklifleri reddedildi. Kıbrıs
Türk Toplumu Lideri ve Devlet Başkanı Yardımcısı Rauf
Denktaş, “Bütün ümidim Türkiye’nin buraya gelmesidir.
Türkiye muhakkak müdahale hakkını kullanmalı” dedi.
Yunan değiştirme birliği Kıbrıs’a çıktı.
20 Temmuz günü uluslar
arası alanda 5 günden beri yapılan görüşmeler olumlu
sonuç vermeyince Ecevit Hükümeti, Kıbrıs’taki yunan
işgalini durdurmak için müdahale kararı aldı. Sabahın
erken saatlerinde Türk Ordusu’nun Kara, Deniz ve Hava
Kuvvetleri Kıbrıs Ada’sına indirme ve çıkarma yapmaya
başladı. Türkiye’nin bu kararı İngiltere ve Yunanistan
elçilerinin yanı sıra Ankara’da bulunan ABD Dışişleri
Bakan Yardımcısı Sisco’ya da bildirildi. ABD Türk
müdahalesini önlemek istedi. Ecevit, Sisco ile İngiliz
Başbakanı Wilson’un Kıbrıs’a askeri müdahale yapılmaması
yönündeki ısrarlarını kabul etmedi. Kissinger’ın
gönderdiği mektuba verdiği yanıtta, “Tarih tekerrür
eder, hatalar tekerrür etmez. Türkiye 10 yıl önce
işlediği hatayı bu defa işlemeyecek ve çıkarmayı
yapacaktır” dedi. Ankara’da gazetecilere verdiği
demeçte ise Ecevit, “Biz aslında savaş için değil,
barış için ve yalnız Türkler’e değil, Rumlar’a da barış
götürmek için Ada’ya gidiyoruz. Bu karara, bütün
diplomatik, politik yolları denedikten sonra, mecbur
kalarak vardık” dedi.
21 Temmuz günü Kıbrıs’ta
savaş devam ediyor. Ada’ya çıkarma yapmak isteyen ve
savaş gemileriyle korunan büyük bir Yunan konvoyuna Türk
uçakları ateş açtı. İki ülke donanmaları Kıbrıs
sularında fiilen çarpıştı. Ada’daki Türk alayına
saldıran Yunan alayı püskürtüldü. Kıbrıs’ın kuzey
sahillerine ve özellikle Girne limanına yapılan Türk
çıkarması devam ediyor. Kıbrıs’ın başkenti Lefkoşe’nin
Türk kesimine paraşütçü birliklerimiz indi. Girne’ye
çıkan askerlerimiz Lefkoşe’ye doğru ilerliyor. Rumlar
bazı köylerdeki sivil Türkleri öldürmeye başladı. ABD
Dışişleri Bakanı Kissinger, ateş-kes konusunda Ecevit
ile telefonla iki kez görüştü. Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi ateş-kes çağrısında bulundu. Ancak
savaş devam ediyor. Ordumuzun indirme ve çıkarmada
gösterdiği başarı Türkiye’de bayram sevinci yarattı.
Dünyanın hemen hemen bütün devletleri Türk müdahalesini
haklı ve yasal buluyor. Pakistan, Afganistan ve İran
yardım önerdi. Yunan cuntası bütün ülkeler tarafından
kınanıyor. TBMM, hükümete genel savaş açma yetkisi
verdi. 14 ilde sıkıyönetim ilan edildi ve geceleri
karartma önlemleri alındı. Başbakan Bülent Ecevit,
Ankara’da saat 17’de düzenlediği basın toplantısında
yerli ve yabancı 150’den fazla gazete muhabirine Türkçe
ve İngilizce demeç verdi ve Kıbrıs’taki müdahalemizin
“Barış Harekatı” olduğunu vurguladı. İngiliz BBC
radyosu, “Ecevit, davasını açık ve berrak olarak
kuvvetle savundu, Gizikis’in tepkisi ise pek yavandı”
yorumunu yaptı. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, Ecevit
hükümetinin tutumunu kutladı. Genelkurmay Başkanlığına
giden Başbakan Ecevit, kapıda Genelkurmay Başkanı Semih
Sancar tarafından kucaklandı ve Ecevit Sancar’ı öperek
tebrik etti. Yeşilköy başta olmak üzere bütün
havaalanları kapatıldı. Türkiye üzerinden uçakların
geçmesi yasaklandı, bütün sivil uçaklar ve gemiler Türk
ordusu emrine verildi. Yunanistan seferberlik ilan etti.
Kissinger ve Sisco ateş-kes arayışlarını sürdürüyor. ABD
Başkanı Nixon Atina’ya gönderdiği mesajda, çatışmanın
karşısında olduğunu bildirdi. Ateş-kes’i sağlamak ve
Türk-Yunan genel savaşını önlemek için BM Genel
Sekreteri Waldheim, ikinci defa ateş-kes çağrısı yaptı.
22 Temmuz günü tarihe
“Üç Gün Savaşı” veya “Kıbrıs Çıkarması” diye
geçecek olan Kıbrıs Barış Harekatı saat 17’de Birleşmiş
Milletler’in “ateş-kes” çağrılarına uyularak sona
erdi. Başbakan Ecevit Ankara’da düzenlediği basın
toplantısında, “Birleşmiş Milletler kararlarına
saygılı, barışçı bir ülke olarak Türkiye, Güvenlik
Konseyi’nde Kıbrıs için alınan ateş-kes kararına uymayı
kabul etmiştir. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri ile
Kıbrıs Türk mücahitleri elele üç günde büyük zaferler
kazandılar. Kıbrıs’ta Türk’ün hakkı bir daha
sarsılmayacak kadar kökleşmiş olacaktır. Özgürlük ve
eşitlik olacaktır. Kıbrıs’ta artık Türkler’e, Türk’ün
hakkına kimse dokunamayacaktır. Yeni bir Kıbrıs vardır
şimdi. Dünyada Türkiye’nin, iki gün öncekinden başka bir
yeri vardır. Bu büyük zafer Kıbrıs Türkleri’ne, bütün
Kıbrıslılar’a, Türk ulusuna kutlu olsun, Artık Kıbrıs’ta
Türkiye’nin etkin biçimde varlığı, bir daha ortadan
kaldırılamayacak, tehdit edilemeyecek ve sarsılmayacak
ölçüde yerleşmiş bulunmaktadır” dedi.
23 Temmuz günü Kıbrıs’ta,
Yunan Cuntası’nın adamı olan Nikos Sampson’un yerine
Klerides geçti. Yunanistan’da Cunta yerini sivil
yönetime bıraktı. Cunta, 1963 yılından beri Paris’te
yaşayan eski Başbakan Konstantin Karamanlis’i, Atina’ya
çağırdı. Karamanlis uçakla Yunanistan’a geldi ve yemin
ederek Başbakan oldu. Atina’lılar Karamanlis’i kurtarıcı
bir kahraman gibi karşıladılar. Bu arada Kıbrıs Barış
Harekatı’nda 57 şehit ve 184 yaralı verdiğimiz
açıklandı. 242 kişinin kayıp olduğu bildirildi.
24 Temmuz günü Atina’da
Karamanlis Hükümeti kuruldu. Siyasi af ilan edildi.
Washington Post Gazetesi, “CİA, Makarios’u devirdi,
Kissinger de Sampson’u destekledi” diye yazdı.
Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, “Kimse kendi çıkarı
için Türkiye’yi oyuna getiremez” dedi. Başbakan
Ecevit TBMM’de, “Bu harekat demokrasinin,
diktatörlüğe üstünlüğü olacaktır” sözlerini
hatırlattı ve “Harekatımız Atina ile Kıbrıs’ta
demokrasiye dönüş yolu açtı” dedi. Yunan Dışişleri
Bakanı Mavros, İngiliz Dışişleri Bakanı Callaghan ve
Türkiye Dışişleri Bakanı Turan Güneş’in Cenevre’de bir
araya gelip ateşkes görüşmelerine başlamaları
kararlaştırıldı. Harekatın birinci günü iki uçak ile
“Kocatepe” destroyerini kaybettiğimiz açıklandı.
Lefkoşe Havaalanını BM’den geri aldık.
26 Temmuz günü Kaybolan
242 askerimizden 226’sı kurtarıldı. Cenevre’deki
görüşmelerde “federatif devlet” anlayışıyla örtüşen
“Otonom devlet” tezini savunduk. Yunan Başbakanı
Karamanlis, Ecevit’in 24 Temmuz günü gönderdiği,
Başbakanlığını tebrik mesajına teşekkür etti ve dostluk
temennilerine katıldığını bildirdi. Bu arada, Kıbrıs’ta
Makarios’un yerine geçen Klerides, “Türkiye ateş
kesildiği halde geniş ölçüde toprak işgal etmeye devam
ediyor. Böyle giderse Türkler’e karşı topyekün savaş
ilan ederiz” dedi.
30 Temmuz günü Kıbrıs’ta,
yıllardan beri yığılan savaş malzemesinin yanı sıra 40
bin Rum ve Yunan askeri bulunduğu tespit edildi. Türk
çıkarmasının ilk gününde Girne’ye, Türk Kurtuluş Savaşı
yıllarından kalma bir Türk bayrağı çekildiği açıklandı.
Moskova, yayınladığı bir bildiri ile Kıbrıs’ta taksime
karşı olduğunu bildirdi. Ataş rafinersinin Kıbrıs Barış
Harekatı sırasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
kontrolünde çalıştırıldığı açıklandı. Yabancı ajanslar,
Yunanlıların sivil Türkleri, sanki çarpışan askerlermiş
gibi esir aldıklarını ve çok kötü davrandıklarını
bildirildi.
Bakanlar Kurulu Başbakan Ecevit
başkanlığında iki defa toplandı. Toplantı arasında
Ecevit basın mensuplarına, “Silahlı Kuvvetlerimizi
Kıbrıs’tan çekmeyeceğiz” dedi. Kıbrıs’a indirme ve
çıkarma devam ediyor.
31 Temmuz günü Yunanistan
Başbakanı Karamanlis, Cenevre’de anlaşmaya varılmamış
olmasından dolayı memnunluk duyduklarını söyledi.
Dışişleri Bakanı Mavros, “Türkiye ve Yunanistan’ın
birbirine düşman olması bugün bir lükstür. Ortak
çıkarları ve coğrafi durumları sebebiyle iki ülke
birbirleriyle dost olmaya mahkumdur” dedi.
Başbakan Bülent Ecevit, “Haklarımız
Cenevre’de resmen tescil edildi. Türk başarısı yalnız
Türklerin değil, Yunanlıların ve Kıbrıs Rumları’nın
yararınadır” dedi.
Cenevre görüşmelerinden sonra Ankara’ya
dönen Dışişleri Bakanı Turan Güneş, “Kesin sonuca
gidecek yolu açtık” dedi.
5 Ağustos günü gece
yarısı, Girne limanının batısındaki Rumlar denizden ve
havadan takviye alıp Türk Silahlı Kuvvetlerine saldırdı.
Çarpışmalar sabaha kadar sürdü. Magosa kalesinde Rumlar
tarafından sarılan Türk mücahitleri savunmayı
sürdürüyor.
11 Ağustos günü Yunanistan
ve İngiltere Cenevre’deki toplantıda Türk tezini
görüşmeyi kabul etti. Atina’da toplanan “Savaş
Konseyi” Cenevre ve Kıbrıs konularını ele aldı.
Başbakan Bülent Ecevit, Ankara’da Orgeneral Semih Sancar
ve çok sayıdaki yüksek rütbeli subaylarla sabah ve
öğleden sonra iki uzun toplantı yaptı. Politik
girişimler sürdürülüyor. Ecevit, Kissinger ile bir dizi
telefon konuşması yaptı ve gelinen son durumla ilgili
olarak İngiltere’nin bazı davranışlarını kınadı.
Kıbrıs’taki üslerinde bulunan uçaklarını çekmeyi
kararlaştıran İngiltere bundan vazgeçti. İngiltere’nin
Ada’ya maaş ile çalıştırdığı Nepalli “Gurka”
askerlerini yolladığı haber verildi. Akrotiri üssünden
ayrılan İngiliz komando birliği de Ada’ya geri döndü.
14 Ağustos günü sabah saat
05’te, Kıbrıs’ta yaşayan soydaşlarımızın can ve mal
güvenliğini sağlamak ve Ada’da barışı kurmak amacıyla
“İkinci Kıbrıs Barış Harekatı” başlatıldı. NATO, ABD ve
İngiltere Kıbrıs’taki askeri hareketlerimize
karışmayacaklarını açıkladılar. Lefkoşe-Magosa yolunu
tamamen ele geçiren birliklerimiz Kıbrıs’ın kuzey-doğu
bölgesini kontrol altına aldı.
Türk zırhlı birlikleri Ada’nın doğusuna
doğru ilerlerken mevzilerdeki Rum tankları kaçıp
Magosa’ya sığındı. Magosa kalesindeki Türkler Temmuz
ayından bu yana Rum kuşatması altında... Kıbrıs’ın kuzey
sahilleri kontrolumuz altında. Magosa körfezindeki Yunan
üsleri deniz ve hava kuvvetlerimiz tarafından
bombalanıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri batıda, Omorfo ve
Lefke’ye doğru ilerliyor. Kıbrıslı Rum yöneticiler
Lefkoşe’deki yönetim merkezlerini boşaltıp kaçtılar.
Erenköy’de başlayıp Lefke ve Lefkoşe’den geçen ve
Magosa’nın güneyinde denize ulaşan “Şahin Hattı”ı
şekillenmeye başladı.
15 Ağustos günü İkinci
Barış Harekatı’nın ikinci günü....Türk silahlı
kuvvetleri Magosa’yı aldı ve bir aydan beri çember
içinde kalan Türkleri kurtardı. Lefke’ye ilerleyen
kuvvetlerimiz Omorfo’yu ele geçirdiler. Lefke sarıldı.
Lefkoşe havaalanı kontrolumuz altında ve şehir tamamen
kuşatılmış durumda. Karpas yarımadasına kuzeyden ve
güneyden çıkarma yapan birliklerimiz Rumlar’ın elinde
bulunan “Boğaz” deniz üssünü alıp bölgenin Ada
ile ilişkisini kesti. Uçaklarımız Lefke’ye yardıma gelen
Rum kuvvetlerini Baf yolunda bombaladı. Lefke’nin
düşmesi saat meselesi. Lefkoşe-Magosa arasındaki Timbu
Havaalanı da elimize geçti. Yıldırım savaşı şeklinde
sürdürülen harekatımız gece-gündüz devam ediyor.
16 Ağustos günü “Üç Gün
Savaşı” sona erdi ve Lefke-Magosa hattı gerçekleşti.
Saat 19’dan itibaren Birleşmiş Milletler’in
“Ataş-kes” çağrısına uyduk, savaş durdu. Böylece,
İkinci Cenevre Konferansı’nda istediğimiz sınır fiilen
çizilmiş oldu. Lefkoşe bombardımanı sırasında Klerides
ve bakanları Limasol’a kaçtı. Dikelya İngiliz üssüne 100
bine yakın Rum sığındı. Yunanlı subaylar, Rum askerleri
zincirle top ve tankları kilitleyip kaçıyor. Cenevre’den
Ankara’ya gelen Rauf Denktaş “Bugün federe bir Türk
devleti Kıbrıs’ta fiilen kurulmuştur” dedi.
|