07.05.2009, Essen-Almanya, Sultan Su Esen ve Şükran Manthey'le

 
   
 

BİZİM BAŞBAKAN

 

İlklerin adamıdır bizim başbakan…

Örneğin, Cumhuriyet tarihinde ilk kez “alt kimlik-üst kimlik” tartışmasını başlatan başbakandır. Terör örgütü PKK, kılavuzu İmralı sakini APO ve her ikisinin de TBMM’deki temsilcisi DTP ile “Kürt açılımı” adı altında ülkeyi bölmeye yönelik “cesur adımlar!” atan ilk başbakan bizim başbakandır.

İlk kez Yunan kilise bankası bizim başbakan yönetiminde Türkiye’de banka satın almıştır. “Toprak satılıyorsa alıp götürmüyorlar ya” diyen ilk başbakan bizimkidir. İslâmiyeti yok etmeye yemin eden bir Papanın heykeli önünde fotoğraf çektiren ilk TC. Başbakanı da bizimdir.

Bu topraklar üzerinde ilk kez bir camiyi kiliseye çeviren başbakan kimdi dersiniz?

Tabii ki bizim başbakandır.

Yahudi düşünce kuruluşundan ilk kez “üstün cesaret ödülü” alan odur. Sonra, ilk defa Türk askerinin başına ABD güçlerince çuval geçirilmesi onun iktidarına rast gelmiştir. İlk kez onun zamanında iletişim sektörünün tamamı yancıların eline geçmiştir. İlk defa bir başbakan İslâm dünyasının sınırlarını değiştirecek BOP’un eş başkanı olmuş, Müslüman topraklarını işgal eden ABD askerlerinin evlerine sağ salim dönmeleri için dua ettiğini açıklamıştır.

Mütevazıdir bizim başbakan…

Yapılan bir ihalede önce uçak istemiş ama sonra Mercedes’e razı olmuştur. Türkiye’yi pazarladığını açıkça itiraf eden ilk başbakan da bizim başbakandır. İlk defa kapkaç diye bir sektör onun yönetiminde ortaya çıkmış, ilk defa zina onun iktidarında suç olmaktan çıkmıştır.

Yiğittir bizim başbakan…

“Borç yiğidin kamçısıdır” diyerek borçlanmayı bir başarı olarak gösteren ilk başbakandır o.

Değerlidir bizim başbakan…

Biz değerini anlamasak da, sadık danışmanı onun için Amerikalılara, “bu adamı kullanın, onu rögara süpürmeyin” demiştir.

Askerlik yüce bir ocak’tır bizim başbakan için…

Şehit ailesini ziyaretinde fırsat bilip, “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir” diyen başbakan küçüğü büyük, büyüğü küçük göstermekte ustadır. İnandırıcıdır da… Ona göre 300 metrelik gemi, olsa olsa “gemicik”tir.

Öyle her gazeteyi, her televizyonu sevmez bizim başbakan. Onun içindir ki halkına, “gazetelerini okumayın, televizyonlarını seyretmeyin” diyen ilk başbakandır o.

Atatürkçü düşünen insanları dinsizlikle suçlayan ilk başbakan da bizim başbakandır. Ülke tarihinde ilk kez bir başbakan için düzenlenen cumhuriyet mitingleri bizim başbakana nasip olmuştur. Milletin efendisi çiftçiye, “Ananı da al git” diyen ilk başbakan da bizim başbakandır..

Sonraaa…

Ülkemizin en büyük, en kalabalık kentini sel götürdüğünde geride 31 ölü, oturulamaz binlerce konut, kullanılamaz onlarca dükkân, mal-mülk kaldığında; sanki İstanbul’u 7 yıl kendisi yönetmemiş, sanki İstanbul 15 yılıdır aynı düşünce sahiplerince teslim alınmamış gibi çıkıp, “derenin intikamı ağır olur” diyen ilk başbakan bizim başbakandır.

Bizim başbakan ne derse o doğrudur. Bizim başbakan her zaman haklıdır… Atatürk de bizim başbakanı doğrulamaktadır:

“Dünyada her millet icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortak sayılır.”

Ve, bilimselliği reddeden bir düşüncenin savunucusudur bizim başbakan…

Bu Nerden mi çıktı?

Söyleyeyim:

Kimya biliminin dehası Lavoisier’in kellesi neden vurulmuştu biliyor musunuz?

“Bu kelleler hiçbir işe yaramaz” dediği için.

Kime söylemişti bunu?

Kimya bilimini reddeden yobazlara…

Peki, n’oldu?

Aynı gün yargılanıp ölüme mahkûm edildi.

Asıl eğitimi hukuk idi Antoine-Laurent de Lavoisier’in, Paris Barosu’na kayıtlı bir avukattı. Mahkeme kararının ardından karanlık mahzene tıktılar. Dostu matematikçi Lagrange ziyaretine geldiğinde bir dileği vardı, söyledi:

“Kellem giyotinden sepete düştüğünde gözlerime bak; eğer iki kere kırpıyorsam bil ki, insan başı kesildikten sonra bir süre daha beyninin düşünmekte olduğunu anlarız.”

Başı kesildikten sonra sepete düştü ve gülerek iki kere göz kırptı Lavoisier… Ardından Matematikçi Lagrange şöyle diyecekti:

“Lavoisier’in son saniyedeki ispat arayışı, bilimselliğin yüzyıllar sürecek meşalesidir ama o yobaz kafalar asırlarca karanlıkta sürüneceklerdir.”

Bilmem anlatabiliyor muyum?