FERİHA, KERİMAN VE GÜNSELİ
4
Şubat 1929
günü Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan ilanda şöyle
deniliyordu:
“Bütün dünyada güzel kadınlar seçilir ve memleketlerinin
güzellik kraliçesi intihap edilirken, bizim böyle bir
kraliçemiz niçin olmasın? Türkiye'nin en güzel kadını
acaba kimdir?”
Yine aynı gazetede iki gün sonra da, “Türkiye’nin
güzellik kraliçesini bulmaya karar verdik...”
deniliyor, 16-25 yaş arasındaki hanımlar arasında önemli
ve ciddi bir yarışma yapılacağını duyuruyordu. Gazetenin
sahibi ve başyazarı Yunus Nadi de sütununu bu konuya
ayırmıştı. Güzellerin mayo ile jüri önüne çıkmalarının
ahlaki olmadığı yolundaki eleştirileri cevapladı. İlk
adayın fotoğraf 7 Mart 1929 günü yayımlandı ve
kamuoyunda olumlu eleştiri aldı. Bunun üzerine
güzellerin fotoğraflarının yanında bir “okuyucu köşesi”
oluşturuldu. Köşeye ilk eleştiri bir kadın okurdan
geldi. Şöyle diyordu:
“Erkekler kadın güzelliğinden anlamaz!”
Gazete, 21 Haziran 1929 günü 125 güzelin fotoğraflarını
bir arada yayımladı. Bunu izleyen günlerde de
okuyucularına yer verildi. Sonuç 1 Ağustos günü
açıklandı. Mualla Suzan bin 121 oy alarak birinci
olmuştu. 400’ün üzerinde oy alan 48 yarışmacının büyük
jüri önüne çıkmasına karar verildi. Güzeller, 2 Eylül
günü Cumhuriyet Gazetesi’nin üst katında toplanan jüri
önüne çıktılar. Büyük jüri, okuyuculardan 721 oy alarak
11’inci sırada yer alan “Orta boylu, kıvırcık lepiska
saçlı, altın gözlü, beyaz tenli, zarif endamlı, beyaz
krep satenden bir elbise giymiş olan” Feriha
Tevfik’i birinci seçti. İkinciliği Semine Nihat Hanım,
üçüncülüğü ise 1926’da İpek Film Şirketi tarafından
düzenlenen ancak, ciddilikten uzak olduğu için
fiyaskoyla sonuçlanan ilk güzellik yarışmasında birinci
olan Matmazel Araksi Çetinyan aldı.
Balıkhane Nazırı Mehmed Tevfik Bey’in torunu olan Feriha
Tevfik Hanım, organizasyon bozukluğu nedeniyle o yılın
Avrupa ve Amerika güzellik yarışmalarına katılamadı.
1930 yılında Amerika’da yapılan yarışmaya katıldı;
dereceye giremese de büyük sükse yaptı ve Hollywood’dan
film teklifleri aldı. 14 yaşındaydı Feriha Hanım ve çok
sevdiği ülkesinden ayrı kalmayı göze alamadığı için
teklifleri kabul etmedi. Ülkeye dönüşünde bu kez
Yeşilçam yapımcıları peşine düştü. Razı ettiler, ardı
ardına çevirdiği filmlerle beyaz perde’ye düştü.
Feriha Hanım 81 yıllık yaşamına dokuz film sığdırdı. Bir
Kavuk Devrildi (1939),
Tosun Paşa (1939),
Allahın Cenneti (1939),
Aysel Bataklı Damın Kızı (1935),
Milyon Avcıları (1934),
Leblebici Horhor Ağa (1933),
Karım Beni Aldatırsa (1933),
Bir Millet Uyanıyor (1932),
Kaçakçılar (1929)
filmlerinde başrol oynadı. Ardından tiyatroya geçti.
1939 yılında da bir daha dönmemek üzere, perde ve
sahneden uzaklaştı. Bu ayrılışın ayrıntıları üzerine hiç
konuşmadı, sadece kırgın olduğunu söyledi. Üç kez
evlendi. 22 Nisan 1991’de geçirdiği bir beyin kanaması
sonucu hayata veda etti.
Cumhuriyet gazetesi 1930 yılında ikinci bir yarışma
düzenledi. Bu kez yeşil gözlü, uzun boylu, ince zarif
vücutlu Mübeccel Namık Hanım kraliçelik tacını taktı.
1931 yılında Naşide Saffet Hanım, 1932’de Keriman Halis
ve 1933 yılında da Nazire hanım Türkiye Güzeli
seçildiler. Halk Nazire Hanım’ı beğenmedi. Bunun üzerine
güzellik yarışmalarına bir süre ara verildi. 1948
yılında yeniden başladı.
Konu ilk Türkiye güzelinden açılmışken ilk Dünya
güzelimize ile ilk Avrupa güzelimize de kısaca
değinelim…
1932 yılında Cumhuriyet gazetesinin düzenlediği güzellik
yarışmasını kazanan 19 yaşındaki Keriman Halis, aynı yıl
Belçika’nın Spa şehrinde 28 ülkenin katılmasıyla
düzenlenen dünya güzellik yarışmasına Türkiye adına
katıldı. Yarışmacıların birer birer jürinin önünden
geçmelerinin ardından Jüri bir odaya kapanarak uzun
süren bir değerlendirme çalışmasına başladı. İçeride
jüri başkanı üyelere alışılmadık, anlamlı bir konuşma
yaptı:
“Sayın jüri üyeleri… Bugün Avrupa’nın, Hıristiyanlığın
zaferini kutluyoruz. Bin 400 yıldan bu yana dünya
üzerinde hâkimiyet kuran İslamiyet artık sona ermiştir.
Onu biz sona erdirdik. Bir zamanlar sokağı bile, pencere
arkasından seyredebilen Müslüman kadınların temsilcisi
Türk güzeli Keriman, şimdi mayo ile aramızdadır. Bu
kızı, zaferimizin tacı kabul edeceğiz ve onu kraliçe
seçeceğiz. Ondan daha güzel varmış, yokmuş bu önemli
değil... Bu yıl güzellik kraliçesi seçmiyoruz. Bu yıl
İslamı yenmenin zaferini kutluyoruz. Avrupa’nın zaferini
kutluyoruz. Bir
zamanlar Fransa’da dans edenlere bile karşı çıkan Kanuni
Sultan Süleyman’ın torunu işte mayo ve sutyen ile
karşımızdadır. Kendini bizlere beğendirmek istemektedir.
Biz de bize benzeyen bu kızı beğendik. Müslümanların
geleceğinin böyle olması temennisiyle Türk güzelini
dünya güzeli olarak seçiyor,
kadehlerimizi Avrupa’nın zaferi için kaldırıyoruz.”
Keriman Halis işte böyle dünya güzeli seçildi. Resimleri
gazetelerde yer aldı. Kartpostal yapıldı satıldı, elden
ele dolaştı.
1934’te çıkan Soyadı Kanunu ile ‘Ece’ soyadını alan
Keriman Halis bugün 96 yaşında.
İstanbul-Çiftehavuzlar’daki evinde oğlu ile yaşıyor.
Gelelim ilk Avrupa güzelimize…
1951 yılında düzenlenen Türkiye güzeli yarışmasında
birincilik tacını İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi
öğrencisi Günseli Başar taktı. İstanbul Güzel Sanatlar
Akademisi’nde okurken hocalarının ısrarıyla, Cumhuriyet
gazetesi tarafından düzenlenen güzellik yarışmasına
katıldı. Kraliçe seçilişinin ertesi yılı İtalya’nın
Napoli kentinde yapılan Avrupa Güzellik yarışmasında
Türkiye’yi temsil etti ve Avrupa Güzeli seçildi.
Napoli’ye gittiğinde o da Keriman Halis gibi 19
yaşındaydı. 19 yarışmacı arasından birinci seçildi.
Günseli Başar’ın hayatı da Feriha Tevfik ve Keriman
Halis gibi Avrupa güzeli seçildikten sonra değişti.
Günseli önce okulu bıraktı. Davetten davete, yemekten
yemeğe koştu… Yoğun tempolu bir yaşam sürdürdü. İki kez
evlendi, bir kızı oldu. Film tekliflerini geri çevirdi,
gazetelerde yazı yazması için gelen teklifleri kabul
etmedi. Ama Hürriyet gazetesinin sahibi Erol Simavi’nin
teklifini, kızını yurt dışında okutma karşılığında kabul
etti. “Günseli Oradaydı” adlı köşesinde yaklaşık bir yıl
yazdı. 1978’de geçirdiği trafik kazası iş hayatını
bırakmasına neden oldu. Yüzüne 33 dikiş atılmış,
kafatasında çatlak oluşmuş, kolu kopmuş, defalarca
ameliyat olmuştu… İstanbul’u terk etti, Bodrum’a
yerleşti. Bugün 77 yaşında olan Türkiye’nin ilk Avrupa
güzeli şimdi kedisiyle yaşamı paylaşıyor… |