08.10.2008, 5.Kuşadası Öykü ve Şiir Günleri, izleyiciler arasında

 
   
 

BİZİM GANDİ

Geçtiğimiz hafta sonu Akçay ve Aliağa’da insanlar sel oldu aktı…

Hava sıcaklığının 35 dereceyi gösterdiği öğle saatlerinde Akçay Belediyesinin Sosyal Tesis Salonu tıklım tıklım doluydu.

Bir önceki hafta Altınoluk Şenliklerinde konuşan CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, bu defa tam iki saat 40 dakika konuştu.

Daha doğrusu anlattı…

O bildiğimiz soğukkanlı duruşuyla önce AKP çoğunluğunun çıkardığı Anayasa’ya aykırı yasaları sıraladı. Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği yasaları örnek göstererek, “AKP iktidarı ne yasa yapabiliyor, ne Anayasa dinliyor. Keyfi yasalar çıkararak kendi bakanlarına af getirip gırtlağ+ına kadar kire boğuluyor. Sonra da, muhalefet meclisin çalışmalarını önlüyor, diye feryadı figan ediyor. Kardeşim, Hukuk Devletini yok etmeden iş yapamaz mısın sen?” deyince salondaki alkış susmak bilmedi.

Mayın temizleme yasasının Anayasa Mahkemesi’nde nasıl iptal edildiğini hatırlattı:

“Bizce kırk-elli yıllığına kime vereceğini bildiğimiz bir yasa çıkardı. Yapmayın,  bu yasa ile vatan toprağını peşkeş çekmek istiyorsunuz, dedik. Dinlemediler… Uyardık, ısrar ettiler. Gece yarılarına kadar zorladılar ve yasayı kendi oyları ile çıkardılar. Biz de iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurduk. O madde oy birliği ile iptal edildi.

AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ ne dedi biliyor musunuz? Muhalefet zaten uygulanmayacak bir maddeyi iptal ettirdi, dedi. Bu bir itiraf mı? Kara mizah mı? Peki kardeşim, uygulanmayacaktı da neden haftalarca geceler boyu o kavgayı verdiniz, hem meclisi hem milleti gerdiniz?”

Konuşmasının belki de en önemli konusu Deniz Feneri ile ilgili değerlendirmesiydi:

“Hiç merak etmeyin, Deniz Feneri dosyasını adım, adım izliyoruz. Bizden asla bir şey kaçıramayacaklardır. Er veya geç, dosyanın nerelere ve kimlere dayanacağı ortaya çıkarılacaktır. Çünkü Almanya’daki tüm belgeler, bilgiler, soruşturma evrakları, milleti nasıl soydukları ile ilgili kanıtları elde ettik. Hala neyin ne olduğu belli olmayan soyut suçlamalarla hazırlanmış Ergenekon Davası gibi değil, somut kanıtlarla bunlardan mutlaka hesap sorulacaktır. Evet, hesap sorulacaktır arkadaşlar!”

Salon alkıştan yıkılıyordu.

Vatandaşın duyarlı olduğu her konuya değindi. İstanbul’daki otobüs ihalesindeki yolsuzluklardan tutun da ATV ve Sabah’ın satışına kadar ne varsa ortaya döktü:

“Bütün bunların hesabını verecekler” dedi. “Ama sinmeyeceğiz, ürkmeyeceğiz, yan gelip yatmayacağız ve fakir fukara mahallelerine gidip bunları anlatacağız. Vatandaşı yoksullaştırarak iane dağıtarak oylarını bağlayan istismarcılara mani olacağız. Hepimiz görevliyiz, hep birlikte sorumluyuz. Sorumluluktan kaçmayacağız!”

Çevresini saran kalabalığın ortasında nefes almakta bile güçlük çeken Kılıçdaroğlu’nun yüzündeki o masum tebessüm hiç kaybolmadı. Bundan olsa gerek, “Bizim Gandi” diyorlar ona.

Size bir şey söyleyim, bu Kılıçdaroğlu elinde asa, yalınayak yola çıksa Gandi’yi de geride bırakır. CHP’nin böyle 20 milletvekili olsa iktidara merhaba der…

Yeter ki önleri açılsın!