AĞIR OL DA MOLLA DESİNLER!
Gündem tersyüz…
“Alçak, namert, hain, şerefsiz, ahlaksız, utanmaz…”
sözleriyle Kürt açılımını geride bıraktık. Şimdi Ermeni
açılımı açıldı…
Nereden nereye geldik. Bir sorunu halledemeden bir
ikincisi çıktı karşımıza.
Hatırlayacaksınız, daha önce laiklik ilkesinin delinmesi
ile ilgili tartışmaların içindeydik, gerildik. Ardından
Cumhurbaşkanı dayatması ile bunaldık. Kadrolara F tipi
binlerce insan dolduruldu, sıkıldık. YÖK ile sarsıldık,
alıştık. Düne kadar “Kürt açılımı” ile uğraşır
tartışırken birdenbire kendimizi “Ermeni açılımı” nın
içinde bulduk.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nu Irak’a uğurladık,
Türkiye-Ermenistan açılımı ile karşıladık.
Eskiden ülke sorunları kamuoyunda tartışılır,
Dışişlerinin, Üniversitelerin görüşleri alınır,
değerlendirilirdi. Şimdi her şey, ama her şey
kamuoyundan gizli yapılıyor. Hatta Dışişleri,
Üniversiteler ya da ilgili kurumlar da bilmiyor ne
olduğunu, neler olacağını.
İşte Ermenistan meselesi… Geçtiğimiz yıl Ekim ayında
Cumhurbaşkanı çat kapı Erivan’a gitme kararı almadı mı?
Başı bağlı eşi ile T.C. Devletinin uçağı ile
Ermenistan’a gidip maç seyretmedi mi? Resmi midir, gayri
resmi midir nedir bilinmez ilişkileri başlatmadı mı?
Gitti, maçı seyretti, görüştü ve geldi.
Nerede o kırmızı çizgi: “Türkiye, sözde soykırım
iddialarından vazgeçmedikçe, işgal ettiği Azerbaycan
topraklarından çekilmedikçe, Ermenistan ile bir araya
gelmeyecektir.”
Bunu bile bile gitti Gül. Neden? Çünkü ABD ve AB
gitmesini istedi de ondan… İç ve dış
malum çevrelerden büyük alkış alırken bizi, “Tek millet
iki Devlet” sayan kardeş ülkede ipler gerildi.
Azerbaycan’da yer yerinden oynadı, dostluğa takoz
konuldu. İş ciddiye binince bu kez Başbakan Erdoğan
devreye girdi. Bakü’ye gitti, Azerbaycan parlamentosunda
kürsüye çıktı ve söz verdi:
“Ermenistan işgali dinmedikçe, Ermeni askerleri
Karabağ’dan çekilmedikte, bir buçuk milyon kaçkın Azeri
kardeşimiz evlerine dönmedikçe biz sınırlarımızı
açmayız. Bu bir sözdür, bu Türkiye’nin kardeş
Azerbaycan’a verdiği güvencedir.”
Azeri kardeşlerimizin gözleri yaşarmıştı. En
yakınlarındaki Türk dostlarına koştular, kucaklaştılar…
Ama bir kuşku vardı içlerinde. Haklı çıktılar…
Türkiye ile Ermenistan arasında yeni bir protokol
imzalanmıştı. Malum çevreler yine hükümeti alkışladılar.
Tam o sırada Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan açıklama
yaptı:
“Dağlık Karabağ protokole girmedi.”
Haydaaa…
Neyin ne olduğunu anlamaya çalışırken bu kez Dışişleri
Bakanı Davutoğlu KKTC’de ortaya çıktı. Adam bir orada
bir burada. Acaba şaka mı yapıyor yoksa Türk halkının
önüne üç bilinmezli denklem koyarak kafa mı buluyor?
Ülkemiz için hayati olan konular ve sorunlar için kapalı
kapılar ardında toplantılar yapılıyor kararlar alınıyor,
kimsenin haberi yok, bilgisi yok… CHP şaşkın, MHP
şaşkın. İmralı sözcüsü, terör örgütü PKK temsilcisi DTP
zaten İçişleri Bakanı Atalay’ın açıklamasından şaşkın,
“Dağ fare doğurur derler, bu defa dağ fare de
doğurmadı.” Diyor. Dağın fare doğurması için İmralı’dan
mesaj alan DTP yetkilileri bu kez 1 Eylül Dünya Barış
Günü bahanesiyle Diyarbakır’a bir milyon kişi
toplayacağını açıklıyor. Fiyasko!
Ben şahsen TV yayınlarında o alanda 50 bin kişi bile
göremedim. Ama AB portföyünde yer alan bazı yazarlar
oradaydı ve konuşmaları keyifle izlediler. DTP
yöneticileri yine yüksekten uçtu:
“Çatışmanın iki taraf vardır. Kürt halkının önderi Sayın
Öcalan ve TC Devleti. Sayın Öcalan barışın yol haritası
ile yardım etmek istiyor, onu muhatap alın!”
Buyurun buradan yakın!
İşte, açılmayan “Kürt Açılımı” projesinin ortalığa
saçtığı büyük tehlike… İktidar bu işi TBMM’nin
çözeceğini söylerken CHP’li Onur Öymen, “Erivan Açılımı
da bağımsız bir açılım değil, Büyük Devletlerin
baskıları ile sahneye konuluyor.” Diyor. MHP,
“Türkiye’yi şamar oğlanına çevirdiler. Karabağ’da işgal
sona ermezse güvenirlik sorunu olacaktır. Çünkü, bizzat
Başbakan Erdoğan, işgal sona ermeden sınır kapısının
açılmayacağına dair söz vermiştir. Aksi halde dürüstlük
sorunu yaşanacaktır.” Diyor.
Sonuç: Bir açılım beklerken üç açılıma ulaştık.
Tümüyle arapsaçı…
Ne diyor Yusuf Has Hacip Kutatgu Bilig’de:
Ağır ol molla desinler! |