• ANAFİLYA YAZILARI
SUNU
Sular durulmadı… Ne sosyal yaşamımızdaki karmaşa’da ne
de uğraşı alanımız kültür ve sanatta. Bir konuda
sevinelim derken başkalarında üzüntü…
Türkiye’yi meydanlara döken şehit cenazeleri bağrımızı
dağlıyor, ümüğümüze çöktü. Birey olarak kendimizi bu
tablodan soyutlamamız olanaksız. Bu üzüntü yaşamın tüm
alanlarına olumsuz yansıyor. İnsanlarımız bu karamsarlık
içinde soluk almaya çalışıyorlar.
Duyarlı vatandaşlarımız Cumhuriyetimizin temel
ilkelerini korumak ve kollamak anlamında çabalarını
sürdürürken ümmet yönetimi düşlerinden vazgeçmeyenler de
var güçleriyle aydınlığımızı yok etmeye çalışıyorlar.
Geçtiğimiz ay Milli Eğitim Bakanlığı
(MEB), farklı kentlerden lise öğrencilerini, düzenlediği
bir etkinlikte öykü yazarlarıyla bir araya getirdi. Ne
güzel… Ancak Bakanlığın seçtiği isimler, Zaman Gazetesi
yazarı ve eşi AKP milletvekili olan Mümtazer Türköne,
Saidi Nursi’ye, dini içeriğe yönelik öyküleriyle dikkat
çeken Sadık Yalsızuçanlar oldu. MEB’nın bu yıl ilk kez
düzenlediği “AB Öykü Yarışması” sonuçları geçtiğimiz 6
Kasım günü açıklandı. Dereceye giren 8 ayrı ilden lise 1
ve 2.sınıf öğrencileri öykü yazarlarıyla bir sohbet
toplantısında bir araya getirildi. Toplantıda,
öğrencilerle bir süre sohbet eden yazarlardan
bazılarının çizgisi kafaları karıştırdı. MEB’nın
belirlediği kimi yazarlar arasında yukarıda sözünü
ettiğimiz karanlık emeller peşinde olanlar dikkat çekti.
Ödül töreni sırasında sahneye davet edilerek
öğrencilerden bazılarının ödüllerini veren Sadık
Yalsızuçanlar’ın nasıl bir görüşe hizmet ettiğini merak
edenler
www.sadikualsizucanlar.net adresine göz atabilirler.
12 Eylül askeri yönetimi döneminde, Mamak Askeri
Cezaevi’nde dövülerek öldürülen yayıncı İlhan Erdost,
öldürülüşünün 27.yılında Karşıyaka Mezarlığı’ndaki
gömütü başında anıldı. Olay neydi: Sol ve Onur Yayınları
sahip ve yönetmenleri Muzaffer ve İlhan Erdost
kardeşler, sahibi oldukları İlkyaz Basımevi’nde
yasaklanmış sol yayın bulundukları gerekçesiyle 7 Kasım
1980 günü gözaltına alınmışlar, konuldukları cezaevi’nde,
bir blok’tan diğer bir blok’a nakledilmeleri sırasında
İlhan Erdost üçü muhafız görevlisi dört er tarafından
dövülerek öldürülmüştü…
Geçtiğimiz aybaşında gerçekleştirilen 4.Söke Sanat,
Edebiyat ve Kitap Günleri’nin onur konuğu ünlü
yazar-bilim adamı Prof. Dr.Afşar Timuçin, katıldığı
söyleşi’de, “Coğrafyamızda yaşam koşulları tedirginlik
yaratıyor. Savaşlar, terör faaliyetleri, dinsel
kavramların öne çıkarılması, laikliğin altının oyulması
vb… Cumhuriyetin temel ilkelerinin korunması ve
kollanması anlamında yazanlara düşen görev ne
olmalıdır?” sorusunu şöyle yanıtlıyor:
“Yazarın toplumsal yükümlülükleri var. Yazar
başkalarından sorumludur, daha doğrusu bütün dünyadan,
büyük insanlıktan sorumludur, öncelikle de kendi
ülkesinden sorumludur. Yazarlarımız bu yükümlülüklerini
yerine getirebiliyorlar mı? Hiç sanmıyorum. Bizim
aydınımız düz ve tehlikesiz bir alanda yaşamak istiyor.
Çünkü aykırı olmanın kendisine ne gibi sorunlar
getireceğini biliyor.”
Afşar, ”Yazarlar nelerin yanında, neyin karşısında
olmalıdırlar sizce?” sorusuna ise şu yanıtı veriyor:
“Yazarlar doğrunun yanında olmalılar, bunun için
kendi çıkarlarını bir yana bırakıp toplumun yararına
düşünce ve eylem üretmeliler. Bu da elbet insana büyük
yük yükleyecektir. Bizim yazarımız bunu göze alamıyor ve
kurulu düzenle iç içe yaşamayı seviyor.”
Her şeye rağmen aydınlık, çağdaş bir Türkiye için ileri
diyoruz.
Sağlıkta, huzurda, mutlulukta kalınız… |