|
ESKİ BİR ARKADAŞ GİBİ
Kemal Ateş
Selim Esen’in ‘Açık Çerkmece’si son
zamanlarda severek okuduğum anı kitaplarından oldu.
Benim de romanlarımın konusu olan, dokuz yaşımda
geldiğim Ankara’yı anlatan kitaplara ayrı bir ilgi
duyuyorum. Bütün kentlerimiz hızla gelişiyor, keşke
hızla güzelleşiyor da diyebilseydik. Bu büyüme,
çirkinleşme yarışının birincisi var mı bilemiyorum, ama
Ankara’nın çok hızlı değiştiğini, büyüdüğünü, bu anlamda
en önde koştuğunu biliyoruz.
Selim Esen’in kitabını okurken, bu hızlı değişim i,çinde
unuttuğumuz pek çok şeyi yeniden anımsadım. Yazar,
yalnız kendi anılarını değil, duyduklarını,
işittiklerini, okuduklarını da yazıyor. Ankara’nın eski
sokakları, sinemaları, tiyatroları, meyhaneleri,
lokantaları, anıtları bir bir gözümüzün önünden geçiyor.
Kabadayısından şairine, yazarına, şarkıcısına değin,
Ankara’da yetişmiş ünlülerde var anlattıkları arasında.
Minik bir düzelti
‘Açık Çekmece’, yıllar sonra karşılaştığınız bir mahalle
arkadaşınızla eski günleri yâd eder gibi bir tat alarak
okuyorsunuz. Böylesi buluşmalarda unutulanlar
anımsatılıur, eksikler tamamlanır, bazen de yanlış
bilinenler düzeltilir. Ben de eski günleri yâd ettiğim
bir arkadaşın yanlışını düzeltir gibi, kitabın bir
yerinde önemli saydığım bir yanlışı düzeltmek isytiyorum:
“Türk Dil Kurumu’nun 1955 yılında ‘bilim’ dalında ödüle
layık gördüğü isim ise Abdülhak Hamid Tarhan’dı. Tarhan
(1852-1937), nedense ölümünden tam 18 yıl sonra, ödüle
layık görülmüştü. Ödül bilim dalında verilmişti, ama
Tarhan bilim adamı değildi. 1928’de milletvekili
seçilmiş, ölünceye kadar da milletvekili kalmıştı…
Tanzimat dönemi edebiyatçıları arasında sayılan Tarhan,
lirik, epik ve felsefi şiirler yazmıştı.”
Eski Türk Dil Kurumu böyle bir yanlış yapmadı; Kurum’un
o günlerini iyi bilenler, şaire bilim ödülü vermek gibi
bir yanlışı, yanlıştan da öte, böyle bir saçmalığı
akıllarının ucundan bile geçirmezler. Türk Dil
Kurumu’nun 1955 yılında verdiği bilim ödülünü kazanan
Abdülhak Hamit Tarhan değil, onu konu alan eseriyle
Prof.Dr. Gündüz Akıncı’dır. İnternette
de karşımıza çıkan, gittikçe yaygınlaşan bu yanlışı
düzeltmek ise öncelikle TDK’nın işi olmalıydı, ama onlar
Kurum’un geçmişini kusurlu gösterecek her şeyden mutlu
olduklarından mı nedir, oralı bile değiller.
Radikal Kitap Eki, 04Mart 2011, s.62.
|