| 
						 
						
						TRT’NİN TARİHİNİ YAZMAK... 
						
						
						  
						
						
						  
						
						
						Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu’ (TRT) nun tarihini 
						yazmak çok zor. Bu ‘zor’ sözcüğü size tuhaf gelebilir. 
						Günümüz TRT’sinin ‘durumuna’ bakarak,  “Niye zor olsun?” 
						da diyebilirsiniz. Ama öyle değil. Elbette,  “Radyolar 
						şu tarihte yayına başladı; televizyon bu tarihte evlere 
						girdi. Şu tarihte şu müdür yönetti” gibi bildik, sıradan 
						bir tarih yazımı çok kolaydır. Zor olan; yayıncılığın o 
						yıpratıcı koşusu içinde; TRT’yle ilgili tüm gelişmeleri 
						derleyip, belli bir düzende belgeli biçimde geleceğe 
						sunmaktır. İşte zor olan budur! 
						TRT Genel Müdürleri içinde gazeteci İsmail Cem ve Prof. 
						Dr. Şaban Karataş’ın, kurumdaki anılarının yer aldığı 
						eserler elbette ilginç çalışmalardı. Ama bunlar 
						‘mutfaktaki’ çalışanın sözleri değildi. Mutfaktan 
						seslenen ilk kişi TRT Haber Merkezi çalışanı şair Ahmet 
						Oktay diyebiliriz. Ama onun da anılarında TRT’yle ilgili 
						sınırlı bilgiler vardı. Sadece devlet televizyonlu, 
						devlet radyolu Türkiye günlerini bir düşününüz... 
						İktidarların gözünü diktiği, muhalefetin diline doladığı 
						bu kurumda, kurulduğu günden beri acaba neler oldu? 
						
						
						İşte o ‘neler oldu’nun yanıtını bize; 1960’lı yılların 
						“Haber Merkezi”nde işe başlayan 1992’de emekli olan usta 
						yayıncı Selim Esen veriyor. Hem de öyle bir veriyor ki, 
						her sözünü kesinlikle belgeliyor. Gerçek şu ki; Selim 
						Esen TRT’ye girdiği yıldan beri, titiz bir ‘vakanüvis’ 
						gibi her olayın kaydını tutmuş. Doğrusu, çok da iyi 
						etmiş. O çalışması olmasaydı “Olayların İçinden-Bir TRT 
						Tarihi Denemesi” gibi görkemli bir eser ortaya çıkmazdı. 
						Selim Esen titiz ve usta bir yayıncı. Televizyonun ilk 
						belgeseli onun eseridir. 1971 yılında yayımlanan “Solda 
						ve Sağda Vuruşanlar” Selim Esen’in yapım ve yönetiminde 
						çekildi. Televizyonun ilk Haber Programı’nda da onun 
						emeği var. Kıbrıs Barış Harekâtı’nı gazeteci olarak 
						izleyen sayılı insanlardan birisidir. Çok çalışan; 
						belgesi yoksa inanmadığı şeyleri yazmayan; inandıklarını 
						da yazmaktan korkmayan; toplumcu, yürekli bir aydınımız 
						Selim Esen. 
						
						
						Kitap o kadar yoğun ve ilginç olaylarla örülü ki; siz 
						okuyucularıma hangisini aktaracağımı bilemiyorum. 
						Sözgelimi, Haber Merkezi ‘stajyer’i Ertuğrul Özkök’ün 
						değişip, ‘dönüşme’ sürecini pek güzel anlatıyor. Ama 
						Nuri Çolakoğlu’nun ‘bilinmeyenlerini’ belgeli biçimde 
						bildirmesi ise harikanın da ötesinde! Yayıncılıktan 
						anlamayan Mehmet Barlas’ın o gülünç halleri... 
						
						
						Bu eser gerçekten okunmaya değer. 12 Mart ve 12 Eylül 
						darbesinin TRT’deki yansımaları tüm ayrıntılarıyla 
						veriliyor. Ama beni güldüren olay; hünerli daktilo 
						tamircisine, rahmetli İhsan Doğramacı’nın Üniversite 
						Senatosu kararıyla ‘Fahri Doktora’ unvanı vermesidir. 
						Bir diğeri de; çekim sırasında ezan okununca kamerasını 
						bırakıp camiye giden kameramanın durumu... 
						
						
						Bu kitaptan çok şey öğrendim. Bunlardan birisi; Anadolu 
						Ajansı’nda iki kez Genel Müdürlük yapan Atilla Onuk’un 
						Atatürk’ün adına söz uydurmasıdır! Uyduruk o söz şudur: 
						“Anadolu Ajansı, Türkiye’nin sesini dünyaya 
						duyuracaktır. Kemal Atatürk”. Bu gerçekten, ayıbın da 
						ötesinde çok büyük bir saygısızlıktır. 
						
						
						Selim Esen “Olayların İçinden” birisi olarak, 
						bilmediklerimizi bize bildirmekle kalmıyor; kültür 
						yaşamımıza belgelerle örülü bir ‘tarih’ eseri armağan 
						ediyor. Bu eserin İletişim Fakülteleri için çok değerli 
						bir kaynak olduğunu özellikle belirtmek isterim. Değerli 
						meslektaşım Selim Esen’i gönülden kutluyorum. 
						
						
						“Olayların İçinden-Bir TRT Tarihi Denemesi” Kanguru 
						Yayınları’ndan çıktı. Esere 312. 419 77 42 numaralı 
						telefondan ulaşabilirsiniz. 
						
						
						  
						
							 
							
								
								
								 
								Mevlüt Uluğtekin Yılmaz, Yeniçağ Gazetesi, 
								07.07.2012 
   
						 
						 |