|
TV’NİN GÖZDEN KAÇAN ASIL TEHLİKESİ
Metin Toker
“(…) Low profile, dışarıda fırtına kopsun veya kopmasın
“göze fazla çarpmama” politikasına denir. Fakat, “low
profile” veya değil, TRT bu yıldönümlerinde hep
“televizyondaki ilk belgesel”i benim yaptığımı ve
sunduğumu belirtmeyi unutur. Bu, “Türkiye Üzerinde 1945
Kâbusu” başlığını taşır ve konusu da İkinci Dünya
Harbi’nin bitiminde, Türkiye üzerinde, özellikle
Boğazlar konusunda girişilen baskılardır. Bunu söylemek
belki bana düşmez ama hem o, hem de onu izleyen birkaç
belgeselimden “Solda ve Sağda Vuruşanlar” büyük ilgi ve
beğeni kazanmıştı. Kopyaları da mı kaybolmuştur acaba?
(…) O zaman ki Ankara TV’si Mithatpaşa Caddesi
üzerindeki küçük bir bodrum katındaydı. Zaten
müessesenin ne ipi vardı ne de sapı… Genel Müdür bu
belgeseli benden istediğinde yanıma sadece Selim Esen
adında genç ve iyi yetişmiş bir eleman vermişti. İki
kişi… Bütün işi biz ikimiz yapmıştık. TRT’nin
bürolarında o zaman en çok Che Guavera portrelerinin
görüldüğünü hatırlarım. TRT kurulduğunda İsmet İnönü
hükümetlerinden biri iktidardaydı. Osman Bölükbaşı bu
TRT’ye öylesine taktı ki, en sonunda adı TIRT Osman’a
çıktı. (…)”
6000 KİŞİLİK TRT VE ‘KÜÇÜK GÜZELDİR’
Metin Toker
“(…) Fakat o ne? Müthiş ilgi. “Türkiye Üzerinde 1945
Kâbusu”nu “Solda ve Sağda Vuruşanlar”, onu “Orak ile
Çekiç Arasında Kalanlar” izliyor. Hep Selim Esen ile
birlikte ve hep o ilkel şartlarda çalışarak. Yaşları
artık ellinin üstünde olan çok kimseden “Ne kadar güzel
şeylerdi onlar… Niçin öyleleri yok?” özlemini zaman
zaman duyarım ve itiraf ederim ki pek de mutlu olurum.
TRT’nin belgesellere bundan böyle ayıracak parası
bulunmadığı bildirildi. Belgeseller milyarlarca liralık
bütçeler yutuyorlarmış ve 6 bin kişiyi beslemek
mecburiyetinde bırakılan Türkiye’nin en büyük
KİT’lerinden TRT’nin takati buna yetmiyormuş. Belki
bundan dolayıdır ki “küçük güzeldir”, eğer büyük
hantalsa bir mana ifade eder. Bugün TRT, işte tam o.
(…)”
Metin Toker’in Not Defterinden, Milliyet,
04.05.2002
Metin Toker’in Not Defterinden, Milliyet,
15.02.1999
|