|  | 
						BURASI 
						TÜRKİYE... 
						
						                Film gibi... 
						
						                Cumhuriyet tarihinin en önemli rüşvet 
						mahkûmiyeti gerçekleşti. Eski Devlet Bakanı Birsel 
						Sönmez’in de aralarında bulunduğu 24 sanıktan 16’sı 
						7 ay 15 günle 11 yıl 2 ay 5 gün arasında değişen hapis 
						cezalarına çarptırıldı. Sönmez, eski Genel Müdür 
						Muzaffer Selvi ile yardımcısı Ünal Peker duruşma 
						sonunda tutuklanarak cezaevine gönderildi. 
						
						                Konumuz ‘Beyaz Enerji’. 
						
						                Ankara 4.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 
						dava sonucunda toplam 350 bin dolar rüşvet aldığı 
						belirlenen Muzafer Selvi’den bu paranın zoralımına karar 
						verildi. Mahkeme Selvi’nin yardımcısı Ünal Peker’i de 
						199 milyar 971 milyon 920 bin 833 lira ağır para 
						cezasına mahkum etti. 
						
						                TEAŞ’la iş yapan firmalarla, “rüşvet 
						karşılığında anlaşma yaptığı” belirtilen eski Devlet 
						Bakanı Birsel Sönmez de 8 yıl 4 ay’ı ağır, 9 yıl 9 ay 15 
						gün hapis ve 510 milyar 77 milyon 500 bin lira ağır para 
						cezasına mahkûm edildi. 
						
						                Mahkeme, bürokratlara rüşvet veren 
						işadamlarını da ağır para cezalarına mahkum etti. 
						Nuri Doğan Karadeniz 680 milyar 970 milyon, Erhan Aygün 
						1 trilyon 144 milyar 953 milyon, Mustafa Gecek de 75 
						milyar 491 milyon lira ağır para cezasına çarptırıldı. 
						
						                Nereden çıktı bu ‘Beyaz Enerji? 
						
						                “Çocuklarımızın geleceğini ipotek 
						altına almaya kimsenin hakkı yok” diyen bir jandarma 
						komutanının düğmeye basmasıyla gündeme düşen ‘Beyaz 
						Enerji’ operasyonu, mahkumiyet kararına kadar en çok 
						tartışılan yolsuzluk ve rüşvet dosyası oldu. 
						
						                Jandarma’nın başlattığı soruşturmayı 
						yürüten DGM Savcısı Talat Şalk, ANAP’ın boy 
						hedefi haline geldi; taraflar arasında kıyamet koptu. 
						Mesut Yılmaz soruşturma boyutunda Talat Şalk’a 
						‘taraflı davrandığı’ iddiasıyla ağır suçlamalarda 
						bulundu. Şalk, kendisini ‘manik depresif ruh hali 
						içinde’ olarak gösteren Yüksel Yalova’yı dava etti. 
						
						                Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Şalk 
						hakkında ‘AB, Dünya Bankası ve IMF 
						temsilciliklerinden bilgi ve belge istedi' diye 
						disiplin soruşturması yaptırdı. Başbakan Bülent Ecevit, 
						savcıya yönelik olarak "Türkiye'deki uluslararası 
						kuruluşlara yazı yazılarak Türkiye’nin itibarına gölge 
						düşürüldüğünü” söyledi. 
						
						                ANAP milletvekili Cavit Kavak, 
						telefonların dinlediği iddiasıyla Şalk hakkında 10 
						milyar liralık manevi tazminat davası açtı. 
						
						                Jandarma fezlekesini bir tv kanalında 
						yayınlayan medya mensupları daha sonra işlerinden oldu; 
						devletin ajansının (AA), hiç adeti olmamasına ve 
						hazırlık soruşturması gizli olmasına rağmen DGM yedek 
						hâkimliğince alınan ifadeleri kamuoyuna yayınlaması 
						dikkat çekti. 
						
						                Bitmedi... 
						
						                Sanıklar, emniyet ve savcılık 
						ifadelerinde yasal olmayan talimatları Enerji Bakanı 
						Cumhur Ersümer’den aldıklarını belirttiler. Savcılık 
						iddianamesinde Ersümer görevini kötüye kullanmakla 
						suçlandı, ancak DGM Meclis’e suç duyurusunda bulunmadı. 
						Meclis’te açılan soruşturmada ise, Ersümer aklandı ama 
						Bakanlık’tan da istifa etmek zorunda kaldı. 
						
						                Bu arada Dünya Bankası yayınladığı bir 
						raporunda, Türkiye’deki kamu ihalelerinin yüzde 15’inin 
						partilere ve çevresindekilere rant olarak dağıtıldığı 
						iddialarına yer verdi. 
						
						                ‘Beyaz Enerji’ soruşturmasını 
						yürüten Jandarma Harekât Başkanı Tümgeneral Osman Özbek, 
						Kayseri’ye sürülerek istifa etmek zorunda bırakıldı. 
						Emrinde çalışan ve soruşturmaları yürüten Jandarma 
						Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanı Albay Aziz 
						Ergen, Jandarma Okullar Komutanlığı’na verildi. 
						
						                DGM Savcısı Talat Şalk, ‘Beyaz 
						Enerji’den sonra operasyonel savcılıktan kızağa 
						çekilerek duruşma savcılığına verildi. 
						
						                Jandarma’nın soruşturma ekibi dağıtıldı; 
						bu gelişmelerden sonra İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, 
						Gümrük Bakanlığı’na verilmek istenince hem bakanlıktan 
						hem de partisinden ayrıldı. 
						
						                Sonra... 
						
						                Dava DGM’de görülmeye başlandı. Ancak 
						çete suçları DGM’nin görevinden alınıp Ağır Ceza’lara 
						verildi. Dosyanın gönderildiği 4.Ağır Ceza Mahkemesi, 
						davaya bakmak istemedi; ancak Yargıtay’ın kararı üzerine 
						dosyayı 2001 yılının Haziran ayında duruşmaya başladı. 
						
						                Sonuçta...   
						   
						             TEAŞ bürokratları hakkında güçlü kanıtlar 
						bulundu, bir rüşvet ağı ortaya çıkarıldı, suçlular 
						cezalandırıldı. Suçlanan ANAP’lı eski Enerji Bakanı 
						Cumhur Ersümer, Anayasa’nın 100’üncü maddesindeki, 
						“bakanlarla ilgili soruşturma” hükümleri gereği 
						yargılamadan kurtuldu.   
						
						Yargının bu kararının devlet içindeki yolsuza, 
						talancıya, hırsıza ve vurguncuya bir ders olmasını 
						diliyoruz. 
							‘Fonluk’ 
							bankalar...Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) 1997 
							yılından bu yana geçen 5 yıllık süre içinde 20 banka 
							devredilirken, Pamukbank’ın TMSF kapsamına alınması 
							ardından Fon bünyesinde mevcut bulunan banka sayısı 
							5’e çıktı.
 Fon kapsamında halen, Pamukbank ile birlikte 
							Tarişbank ve Türk Ticaret Bankası bulunuyor.
 
 
 
								
									| 
									
									
									Fon’a Devredilen Bankalar |  
									| 
									
									
									T.Ticaret Bankası | 
									
									
									  | 
									
									
									6 Kasım 1997 |  
									| 
									
									
									Bank Ekspres | 
									
									
									  | 
									
									
									12 Aralık 1998 |  
									| 
									
									
									Interbank | 
									
									
									  | 
									
									
									7 Ocak 1999 |  
									| 
									
									
									Egebank | 
									
									
									  | 
									
									
									22 Aralık 1999 |  
									| 
									
									
									Yurtbank | 
									
									
									  | 
									
									
									22 Aralık 1999 |  
									| 
									
									
									Sümerbank | 
									
									
									  | 
									
									
									22 Aralık 1999 |  
									| 
									
									
									Esbank | 
									
									
									  | 
									
									
									22 Aralık 1999 |  
									| 
									
									
									Yaşarbank | 
									
									
									  | 
									
									
									22 Aralık 1999 |  
									| 
									
									
									Etibank | 
									
									
									  | 
									
									
									27 Ekim 2000 |  
									| 
									
									
									Bank Kapital | 
									
									
									  | 
									
									
									27 Ekim 2000 |  
									| 
									
									
									Demirbank | 
									
									
									  | 
									
									
									6 Aralık 2000 |  
									| 
									
									
									Ulusal Bank | 
									
									
									  | 
									
									
									27 Şubat 2001 |  
									| 
									
									
									İktisat Bankası | 
									
									
									  | 
									
									
									15 Mart 2001 |  
									| 
									
									
									Sitebank | 
									
									
									  | 
									
									
									9 Temmuz 2001 |  
									| 
									
									
									Tarişbank | 
									
									
									  | 
									
									
									9 Temmuz 2001 |  
									| 
									
									
									Bayındırbank | 
									
									
									  | 
									
									
									9 Temmuz 2001 |  
									| 
									
									
									Kentbank | 
									
									
									  | 
									
									
									9 Temmuz 2001 |  
									| 
									
									
									EGS Bank | 
									
									
									  | 
									
									
									9 Temmuz 2001 |  
									| 
									
									
									Toprakbank | 
									
									
									  | 
									
									
									30 Kasım 2001 |  
									| 
									
									
									Pamukbank | 
									
									
									  | 
									
									
									18 Haziran 2002 |  
 Verilere göre, 1997 ve 1998 yıllarında birer, 
							1999’da 6, 2000’de 3, 2001’de 8 ve 2002’de 
							Pamukbank’ın Fon’a devredilmesi ardından bir banka 
							TMSF kapsamına alındı.
 Egebank, Yurtbank, Yaşarbank, Bank Kapital, Ulusal 
							Bank, Sümerbank ile birleştirildikten sonra tamamı 
							TMSF’ye ait olan Sümerbank hisseleri Ordu 
							Yardımlaşma Kurumu’na devredildi. Sümerbank daha 
							sonra Oyak Bank ile birleştirildi.
 Tasfiye ve birleştirme...
 Etibank ile 15 Haziran 2001 tarihinde birleştirilen 
							İnterbank, Esbank’ın birleştirme işlemleri 2 Temmuz 
							2001 tarihinde tamamlandı. Daha sonra bankacılık 
							işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni 
							kaldırılarak 28 Aralık 2001 tarihinden itibaren 
							tasfiye sürecine girdi.
 İktisat Bankası BDDK’nın 28 Kasım 2001 tarihli 
							kararı uyarınca bankacılık işlemleri yapma ve 
							mevduat kabul etme izni 7 Aralık 2001 tarihi 
							itibariyle kaldırıldı. Kentbank’ın aynı konulardaki 
							izni de 28 Aralık 2001 tarihi itibariyle kaldırıldı.
 BDDK’nın 26 Aralık 2001 tarihli kararı ile
 EGS Bank, Bayındırbank bünyesinde birleştirildi.
 Etibank, İktisat Bankası ve Kentbank’ın tasfiye 
							kararları 20 Mart 2002 tarihli BDDK ve TMSF 
							kararları doğrultusunda kaldırılarak Bayındırbank 
							bünyesinde birleştirildi.
 
 Satılanlar...
 Fon kapsamında bulunan Bank Ekspres 30 Haziran 2001 
							tarihinde Tekfen grubuna satıldı, 26 Ekim 2001 
							tarihinde Tekfenbank ile birleştirildi.
 Demirbank’ın satışı konusunda 20 Eylül 2001 
							tarihinde HSCB Bank ile hisse devir sözleşmesi 
							imzalandı. BDDK’nın 11 Aralık 2001 tarihinde aldığı 
							kararla banka HSCB Bank ile birleşti.
 Sitebank’ın satışı konusunda 21 Aralık 2001 
							tarihinde Nova Bank ile hisse devir sözleşmesi 
							imzalandı. Devir işlemi 16 Ocak 2002 tarihinde 
							gerçekleşti.
 Elde kalanlar...
 Toprakbank, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel 
							Kurulu Kararı uyarınca eski ortaklarına devredilen 
							Tarişbank ile 6 Kasım 1997 yılında Fon’a devredilen 
							Türk Ticaret Bankası’nın kaderi konusunda hukuki 
							süreç hala devam ediyor.
 Sonuçta...
 Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti. Banka 
							hortumlayanların çoğu kısa süre yattıktan sonra 
							bırakıldılar. Yurtdışına kaçarak paraları afiyetle 
							yiyenler unutuldu. Olan vatandaşa, bizlere oldu. 
							Adalet arıyoruz.
 
 Ecevit’ler...
 Yaşı 50 ya da ileri olanlar hatırlayacaklardır... 
							Ecevit, 1970’lerin başında CHP Genel Sekreteri iken 
							İsmet İnönü’yü alaşağı etmiş Genel Başkanlık 
							koltuğuna oturmuştu. Ecevit’in o gün için bilinen en 
							önemli özeliği kuşkusuz dürüstlük ve doğruluğu idi. 
							“Karaoğlan” lakabıyla anıldığında umut olmuştu. 
							Türkiye, Ecevit’in hastalığına kilitlendiğinde ise 
							bugüne kadar bilinmeyen daha doğrusu üstünde fazlaca 
							durulmayan önemli bir özelliği ortaya çıktı: kimseye 
							yanaşmaması, kimseye güvenmemesi.
 Ecevit ve DSP’nin kuruluşunda yadsınamaz katkısı 
							olan eşi Rahşan Ecevit, kendilerine yaklaşan ya da 
							yanlarına çektikleri kişilerle uzun süre 
							çalışmadılar, yanlarından uzaklaştırdılar. 
							Ecevitlerin yine şimdilerde seslendirilen bir başka 
							özellikleri de kendilerine vefa ve saygı 
							gösterenlere vefasızlıkla karşılık vermeleri. Siyasi 
							yaşamlarında Ecevitler, en yakınlarında bulunanlarla 
							dilediklerinde yollarını ayırma geleneğini 
							sürdürüyorlar. Yakın çalıştıktan sonra dışladıkları 
							ve bizim aklımıza gelen bazı siyasetçiler şöyle:
 Orhan Eyüpoğlu, Kamil Kırıkoğlu, Mustafa Üstündağ, 
							Deniz Baykal, Prof.Turan Güneş, Ali Topuz, Yılmaz 
							Alpaslan, Metin Tüzün, Doğan Araslı, Mustafa Ok, 
							Niyazi Ünsal, Selçuk Elverdi, Şükrü Koç, Süleyman 
							Genç, Kemal Okyay, Cahit Angın, Gündüz Onat, Erol 
							Çevikçe, Sabri Ergül, Hayrettin Uysal, Önder Sav, 
							Güler Gürpınar...Bu isimler 1970’lerde gözden 
							düşenler.
 1980’den sonra kurdukları DSP’ye aldıkları ve daha 
							sonra silip attıkları akla gelen kimi isimler ise 
							şöyle:
 Prof. Mümtaz Soysal, İsmail Hakkı Aydınlıoğlu, Aycan 
							Giritlioğlu, Ali Dönmez, Yaşar Mengü, Erdal Kesebir.
 Bu arada önce genel başkanlığa getirip sonra 
							dışladıkları Necdet Karababa’yı unutmamak gerekir. 
							Zekeriya Temizel de Ecevitlerin gadrine uğrayanlar 
							arasında sayılabilir.
 Son örnek Hüsametin Özkan. Ve o Özkan’la DSP siyaset 
							arenasından siliniyor.
 
 Bir anket...
 Çoğunluğun ilgisini çekebilir... Kısa adı TESEV olan 
							Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı bir anket 
							düzenledi. 17 il, 25 ilçe ve 176 köyde 18 yaş üzeri 
							3 bin 60 vatandaşla yapılan ankette çarpıcı sonuçlar 
							elde edildi.
 Türkiye’nin farklı yörelerini simgeleyen Adana, 
							Ankara, Balıkesir, Burdur, Bursa, Denizli, 
							Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, 
							Kars, Konya, Malatya, Samsun, Sinop ve Şanlıurfa’da 
							gerçekleştirilen ankette, “Türkiye, AB’ye üye olursa 
							hayatınızda nasıl bir değişim olacaktır?” sorusuna 
							yüzde 80’lik oran “iyi ya da çok iyi olacak” 
							karşılığını verdi.
 AB’ye üyelik için ağırlaştırılmış müebbet hapis 
							şartıyla idamın her suç ve herkes için 
							kaldırılmasına verilen toplam destek yüzde 62. 
							“Türkçe’den başka anadil konuşanların, örneğin 
							Kürtçe konuşanların, kendi anadillerini özel 
							dershanelerde öğrenmelerini engelleyen yasaların 
							kaldırılması tek şart olsaydı bunu onaylar 
							mıydınız?” sorusuna olumsuz yanıt verenlerin oranı 
							yüzde 58. Türkçe’den başka anadil konuşanların kendi 
							anadillerinde radyo-tv yayınları yapabilmesini 
							engelleyen yasaların kaldırılmasını onayların 
							yüzdesi ise 39.
 Anketin kuşkusuz en can alıcı bölümü, AB’yi tanıma 
							ve AB topluluğuna katılma ile ilgili sorulara alınan 
							yanıtlar.
 “Bir halkoylaması yapılsa, Türkiye’nin AB üyeliği 
							için mi yoksa bunun karşısında mı oy kullanırdınız?” 
							sorusuna ankete katılanların yüzde 64’ü olumlu yanıt 
							verdi. “AB nedir?” sorusuna “Bilmiyorum” diyenlerin 
							oranı ise yüzde 84.
 Demek ki, Türk halkı bilmediği, tanımadığı bir yere 
							girmek istiyor.
 Öte yandan, Avrupa Birliği’nin 13 aday ülkeyi 
							kapsayan araştırmasına göre Türkler çok yaşıyor, çok 
							konuşuyor ve çok tembel.
 1996 ile 2000 yılları arasında aday ülkelere ait 
							verilerin değerlendirildiği ve Avrupa Birliği 
							Komisyonu’na bağlı İstatistik Bürosu tarafından 
							yapılan araştırmada Türkiye ile ilgili bölümler 
							şöyle:
 • En genç nüfusa sahip ülke.
 • En yüksek doğum oranına sahip ülke.(yüzde 21.5)
 • Ölüm oranı en düşük ülke.(yüzde 6.7)
 • En yüksek çocuk ölümlerinin görüldüğü ülke.(Her 
							bin çocuktan 35’i ölüyor.)
 • Yüksekeğitimde en düşük orana sahip ülke.
 • Çalışma oranı en düşük ülke. (15 yaş ve üstünde 
							her 100 kişiden 46’sı çalışıyor.)
 • Cep telefonuyla en fazla konuşan aday ülke.(15 
							milyon Türk’ün cep telefonu var.)
 • Araştırma ve geliştirmeye bütçesinden en fazla 
							para ayıran aday.
 Mili birliğimizden, bağımsızlığımızdan kısaca 
							benliğimizden ödün vermeden her türlü çağdaş 
							yaklaşıma olumlu bakılması görüşündeyiz.
 
 
								
								
								 
								İlk Hedef, Ağustos 2002, yıl:1 sayı:11, s.4-7 |