19.09.2009, Davutlar-Kuşadası, Sultan Su Esen ve İzzet Erkan'la

 
   
 

İLK HEDEF’in İLK SÖZÜ[1]

                Bıraktığımız yerden devam ediyoruz...

En büyük krizlerinden birini yaşayan ülkemiz henüz tehlikeyi atlatabilmiş değil. 2.5 milyon insan hala işsiz. Kemer sıkıyorum diyen devlet savurganlığını sürdürüyor. Ülkeye hiçbir yararı olmayan bankamatik memurları her ay şakır,şakır maaşlarını alıyorlar. Onların maaşı otomatik artarken Gazi’nin şeref aylığında hiçbir iyileştirme yok. Bu durum, Vatanı uğruna seve seve canını feda eden biz Gazi’leri rahatsız ediyor. Nasıl etmez ki, bakınız:

Kamu, elindeki 97 bin araçtan sadece 2 bini iade etmiş; 87 bin 457 aracın akaryakıt, bakım-onarım giderleri için 2001 yılında 61 tirilyon harcanmış; 80 bin lojmanın satılması düşünülürken lojman sayısı 7 bin adet artmış 237 bin 224 adete ulaşmış...  

Filistin’de olanlar malum yüreğimiz sızlıyor.

Bir taraftan Şaron’un Filistin halkının yaşam ve onurunu hiçe sayan saldırgan eylemleri; öte yandan, Filistinlilerin kendi hayatlarını ve masum insan hayatını hiçe sayan intihar eylemleri. Sonuç yerle bir edilen evler, sönen ocaklar, binlerce ölü...Bu savaş biter mi? Nefret oldukça asla.

                Avrupa Birliği, PKK ve DHKP-C’yi terör örgütleri listesine dahil ederken PKK isimli katil barınağı, kendini feshederek yerine KADEK’i (Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Kongresi’ni) kurduğunu açıkladı.

PKK adına Rıza Erdoğan ve Adem Uzun isimli şahıslar Brüksel’de yaptıkları açıklamada, “4-10 Nisan tarihlerinde 285 kişinin katılımıyla toplanan PKK 8’inci Kongresi’nde, şiddetin çözüm getirmediğinin anlaşıldığı” sonucuna varıldığını bildirdiler. Çocuk katilleri, “Silahlı mücadeleyi durdurduk ama silah bırakmadık” dediler. “gerilla” olarak nitelendirdikleri katil sürüsüne de bundan böyle “Halk Savunma Birlikleri” adını vermişler. Oh ne ala...Karşılarında enayi var... 35 bin canın hesabını birer birer vermedikçe, Türk adaletinin kestiği faturayı sonuna kadar ödemedikçe, ister adını değiştir ister rengini bu ülkede kolay kolay nefes aldırmazlar insana.

                Terör kadar adi, alçak, sinsi, insanlık dışı başka bir eylem biçimi yok. Terör, başta giden bir insanlık suçu. Adam, mertçe ortaya çıkıp da savaşmıyor da yok sabotajla yok küçük çocukların bellerine bomba bağlayarak diğer çocukların ölümüne yolluyor, habersiz, masum insanları hedef alıyor. Bunun haklı bir nedeni olamaz.

                Aynı filmi hep izliyoruz...

Ortamı uygun bulduklarında konuyu ısıtıyorlar. Laik, demokratik cumhuriyete bıkmadan usunmadan saldırıyorlar, Mustafa Kemal’in devrim yasalarını ezip geçiyorlar. Bu kez hedef Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu idi. Gerici-Şeriatçı eğitim düzeninden yana tavır koyanlar, Meclis’te sudan sebeplerle Bostancıoğlu’nun kellesini istediler, yüce divan’a gönderiyorlar. Meclis’teki 230 milletvekili gerçek yüzlerini ortaya koydu. Olay bir başka konuyu daha netleştirdi: İrtica ve dinci akımların Meclis içindeki gücü ve rolü. Geçen sayımızda “İrtica” yı hedef almıştık. Anlaşılan irtica, bundan böyle de değişmeyen konumuz olacak.

Diyoruz ki: Atatürkçü düşünce sistemi ile sorunu olan eğiticilerden çağdaş bir nesil yetiştirmeleri beklenemez. Türban ile kapatılmış başa bilgi, fikir ulaştırılamaz.

[1] İlk Hedef, Mayıs 2002 yıl:1 sayı: 8