SEÇİM 2002

Seçim sonuçları ilk kez, gece yarısı bile olmadan belli oldu. Bu defa sonucu erken aldık. Her sandıkta 300 kişinin oy kullanması, sandık sayımlarının bilgisayar ortamına aktarılması, düzenli ve ilkeli çalışmalar 4 Kasım gününe geçmeden iktidarın sahibini belirledi. AKP Genel Merkezi önünde bulunan partililer arasındaki bir grubun, “Ya Allah Bismillah Allah-ü Ekber” biçimindeki tekbir sesleri ekranlara yansıyınca, “Türkiye’yi zor günler bekliyor” demekten kendimizi alamadık.

İlk’ler...

Tepki oyları nedeniyle 11 yıl sonra ilk kez bir parti tek başına iktidara geldi. 1946'dan bu yana ilk kez iki partili bir Meclis yapısı ortaya çıktı. Dünya ve Türkiye tarihinde ilk kez Başbakan adayı belli olmayan bir parti iktidar koltuğuna oturdu. İlk kez, hakkında kapatma davası sürerken bir parti iktidara geldi. Milli görüş çizgisinden doğan bir parti ilk kez tek başına iktidar oldu. İlk kez, oyların yüzde 45’i parlamentoya yansımadı. 18 partinin katılımına karşın sadece iki parti Meclis’e girebildi. İlk kez iktidarın hiçbir ortağı parlamentoya giremedi. İlk kez “Komünist Parti” adı altında bir parti seçimlere girdi. İlk kez İnterpol tarafından kırmızı bültenle aranan ‘Jet Fadıl’ lakaplı Fadıl Akgündüz, Türkiye’ye gelemeden parlamento’ya girdi. Ve... yarım asır sonra bir kez daha cılız bir azınlığın oluşturduğu muhalefet partisi ile “İkili Meclis” tablosu ortaya çıktı:

AKP: 363 Milletvekili – CHP: 178 Milletvekili – Bağımsızlar: 9 Milletvekili.

Her seçimde olduğu gibi 2002 seçimlerinde de yurt genelinde kavgalar çıktı. 4’ü ağır 11 kişi yaralandı. Ancak, ölümle sonuçlanan bir olay olmadı. Sandık başında 5 kişi kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.

                3 Kasım seçimleri, yasalardaki ağır cezalara karşın sahtekarlıklara sahne oldu. Ölülerin yerine oy kullanmak isteyen ve 'evet' mührünü çalanların da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.

                İstanbul, Gaziosmanpaşa Esentepe Mahallesi’nde Halit Güldür isimli şahsın üzerinden DEHAP adına ‘evet’ mührü basılı 35 adet sahte oy pusulası ele geçirildi.

                Gaziosmanpaşa’daki 1357 ve 1368 numaralı sandıklarda mükerrer oy kullandıkları anlaşılan 2 kişi gözaltına alındı.

                Ankara’da Ufuktepe İlköğretim Okulu’nda 3251 sandıkta oy kullanma işlemi sürerken ‘evet’ mührü kayboldu.

                Van’ın Şehit İbrahim Karaoğlu İlköğretim Okulu’nda bulunan 540 sandıkta tercih mührü kayboldu. Fatma Teker adlı kişinin oy kullandıktan sonra mührü unutarak evine götürdüğü anlaşıldı.

                İzmir’de iki yerde birden oy kullanan 24 yaşındaki bahçıvan Yüksel Şenkal polise teslim edildi.

                Niğde’de inşaat işçisi 27 yaşındaki Sami Erol, arkadaşı Öner Bilir’in yerine oy kullanırken yakalandı.

                Adana’da 17 yaşındaki S.Ş., Ahmet Cevdet Çamurdan İlköğretim Okulu’nda annesi olduğunu söylediği Hatice Erzincanlı’nın yerine oy kullanmak isteyince gözaltına alındı.

                Şırnak’ın İdil İlçesi’nde Dükürüye Malgaz, Taibet Ter ve Hacı Karakaş adlı kişiler mükerrer oy kullanmak isterken yakalandı.

                Gaziantep’de, Ağrı’da ölen kişilerin yerine oy kullanmak isteyen Memik Yılmaz ve Anal Gürgüre, gözaltına alındı.

                Dönelim başa...

Çaresizlik içinde kalan insanlar bir kurtarıcı arıyordu. Yolsuzluktan yoksulluğa düşen insanların yolun sonunu düşünecek halleri yoktu, AKP’ye sarıldılar. Hukuksuzluğun hukuk olduğu, hırsızlık-soygun-vurgun-sahtekârlık-dolandırıcılığın kol gezdiği bir ülkede aydınlığa nasıl çıkılacaktı? ...

Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları halkın öfkesini iyi değerlendirdiler, hızla örgütlendiler, halkın yarasına dokundular, temiz, şeffaf yönetimi simgelercesine parti logosuna ampulü yerleştirdiler. Sarı ışık kurtuluşu gösteriyordu...

Selamet-Refah-Fazilet ve Saadet’in yapamadığını AKP tek başına yaptı. Siyasi İslam’ı tek başına Türkiye’ye getirdi. Ya da başka bir deyişle 56 yıl sonra siyasi İslam Türkiye’de iktidar oldu.

MECLİSE GİREN PARTİLER (1946-2002

AKP’liler

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hukukla kavgalı. Hakkında açılmış çok sayıda yolsuzluk davası, çok sayıda soruşturma var. Mal varlığındaki aşırı artışın soruşturulduğu Ankara 7.Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki 23 Ekim günkü duruşmaya “ishal” raporu alarak katılmadı. Üç çocuğu Amerika’da okuyor. Bu iş için yılda yaklaşık 200 bin dolar harcıyor. Servetinin kaynağı bilinmiyor.

Meclis’e atlayan AKP adaylarının pek çoğu mahkemelik...

İdris Naim Şahin, belediye ihaleleri nedeniyle açılan bazı davaların sanığı. Adem Baştürk, Albayrak ve İGDAŞ davalarında sanık. Mustafa Hilmi Güler, İGDAŞ davasında sanık. Mehmet Mustafa Açıkalın, belediyeyle ilgili bir çok davada sanık. Akif Gülle, Billboard davası sanığı. Selami Uzun, Albayrak davasında sanık. Nevzat Pakdil, Reklam panosu ihalelerine fesat karıştırmaktan suçlu. Halil Ürün, yargı kararına aykırı hareket etmek ve Atatürk’e hakaretten mahkum olup sonradan cezası ertelenen. Bakın Konya 1.Asliye Ceza Mahkemesi gerekçeli kararında ne diyor:

“sanığın geçmişteki hali ve ahlak durumu nazara alınarak, cezasının ertelenmesi durumunda bir daha suç işlemekten çekineceğine dair mahkemeye kanaat gelmediğinden 647 sayılı kanunun 6. Maddesinin uygulanmasına (cezanın ertelenmesine) yer olmadığına...”

Binali Yıldırım, yakınlarına büfe verdiği iddiaları üzerine görevinden alınan şahıs. Mustafa Ilıcalı, Albayraklar davasında sanık. Zülfi Demirbağ, Albayraklar davası sanığı. Emin Şirin, dolandırıcılık iddiasıyla yargılanıp beraat eden AKP’li. Avni Doğan, hükümetin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyiften suçlanırken aftan yararlanan şahıs. Hüseyin Besli, İGDAŞ sanığı. Recep Koral, görevini kötüye kullanmaktan yargılandı. Ve...Cemal Yılmaz Demir, Anayasanın değiştirilemez maddesi laikliği değiştireceklerini söyleyen ve para cezasına çarptırılan partili. Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ise, yolsuzluklarının yanı sıra belleklerden silinmeyen kimi sözleri ile de bizi kaygılandırıyor.

Bakın neler söylemiş:

Yılbaşına karşıyım. (Sabah, 19.12.1994) Ben tekkeye değil dergâha gittim. (Gözcü, 22.01.1997) Ata’ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok. (Hürriyet, 12.05.1994) 10 Kasım’da yaygara kopartıldı. (Hürriyet, 14.11.1994) İçki yasaklansın. (Hürriyet, 01.05.1996) İstanbul’u Medine yapacağız. (AKİS) Bütün okullar imam hatip yapılacak. (Cumhuriyet, 17.09.1994) Ben İstanbul’un imamıyım. (Hürriyet, 08.01.1995) Mayo reklamı şehvet sömürüsüdür. (Hürriyet, 06.03.1996) Milli Piyango zulümdür. (Hürriyet, 29.09.1994) Taksimdeki caminin temelini inşallah atacağız. (01.07.1994) Cumhurbaşkanının imam hatipli olacağı günler yakındır. (Akit, 05.02.1996) Sarık operasyonu çok komik. (Sabah, 15.05.1995) Yeşil (kadının rengi) medeniyettir. (25.06.1994) Ben meclisin dua ile açılmasından yanayım. (Milliyet, 08.01.1996) İmamlar da nikâh kıysın. (Milliyet, 09.05.1995)

                Yukarıda sayılanlar milletvekili oldular, Meclis’te Atatürk ilke ve devrimlerine bağlılık andı içtiler, 58. İnci hükümeti kurdular. Başarı dileklerimizi iletiyoruz. Kökeninde, hamurunda, “Demokrasi amaç değil araçtır”, “Ben değişmedim geliştim” diyen bir düşüncenin önderliğindeki görüş geleceğimizi biçimlendirecek. Cumhuriyeti kelle koltukta yaratıldığını bilenler tedirgin.

                İktidara gelenler Laik Cumhuriyet’in bekçiliğini sürdürebilecekler mi?..Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu olabilecekler mi?...Cumhuriyetin ilk yılları ile geçtiğimiz seçim günlerini sergileyen aşağıdaki fotoğraflar aslında durumu açıklamakla birlikte neler olabileceğini kestirmek yine de mümkün değil...