Bornova-teknosa,31.5.10

 
   
 

HANGİ KÜLTÜR-SANAT?

Kuşadası Öykü ve Şiir Günleri emekli öğretmen şair-yazar Sultan Su Esen ve eşi Selim Esen’in önerileriyle 2004 yılında başladı. Zamanın Belediye Başkanı Fuat Akdoğan kendisini ziyarete gelen öneri sahipleriyle Mustafa Kemal Yılmaz’ı sevinçle karşılamış, “Beldemize böylesine bir kültür hizmeti sunmak ibadettir”, demişti.

Başkanın desteğini ve onayını alan girişimciler o gün oluşturdukları düzenleme Kurulu ile çalışmalarına başladılar. Mehmet Aydın, Talat Avcı, Sultan Su Esen, A.Zeki Muslu ve Belma Özgün ilk etkinlik programını hazırladı. Kurulun Genel Koordinatörlüğünü ise Selim Esen üstlendi.

İlk etkinlik 13-15 Ekim 2004 tarihlerinde İlçe Halk Kütüphanesi salonlarında 58 şair-öykücü, yazar ve bilim adamının katılımıyla gerçekleştirildi. Onur Konukları Tarık Dursun K ile Oktay Akbal’dı. 3 gün süren etkinlikte 9 oturum gerçekleştirildi. 13 öykücü 8 şair yapıtlarını seslendirdi. Etkinlik sonrası yayımlanan “Dilimiz Türkçe” konulu bildiri geniş yankı uyandırdı.

İkinci etkinlik 2005 yılının 28 Eylül 1 Ekim tarihleri arasında yapıldı. Mekân yine İlçe Halk Kütüphanesiydi. 46 katılımcı yer aldı. Muzaffer İzgü, Ahmet Oktay, Altan Öymen ve Doğan Yurdakul onur konukları olarak ağırlandılar. 5 oturum düzenlendi o yıl… Etkinlik yine güncel bir konuyu “Avrupa Birliği ve Ulusal Değerlerimiz” başlığını bildiri olarak yayımladı.

Kuşadası Öykü ve Şiir Günleri ikinci yılını geride bıraktığında artık Aydın ili ve çevresi sivil toplum kuruluşlarınca da desteklenmeye başlandı. 3.üncü yıl etkinliğinin basın açıklamasında etkinliğin başlıca amacının; “Türk öykü ve şiirlerini, edebiyatçı ve kültür ustalarını ülke çapında çevreye tanıtmaya,  bu tür etkinliklere öykü yazarlığı ve şairlik bağlamında özellik kazandırmaya, Türk edebiyatının yerel adlarına sahip çıkmaya çaba göstermek, dünyada barışa katkıda bulunmak olduğu” açıklandı.

Üçüncü etkinlik 13-15 Eylül 2006 tarihlerinde gerçekleştirildi. 42 katılımcı İlçe Halk Kütüphanesinde bir araya gelerek 4 oturum düzenlediler. 2006 yılının en ilgi çeken oturumu “Çocuk ve Edebiyat” oldu. O yılın bildiri konusu da “Çocuk ve Edebiyat”a ayrıldı. Turgut Özakman, Ahmet Say, Muazzez İlmiye Çığ 2006 yılın onur konuklarıydı…

Dördüncü etkinlik 5-7 Eylül 2007 tarihlerinde düzenlendi. 43 katılımcının yer aldığı bu etkinlikte çocuk yazınını konu alan atölye çalışmalarına ağırlık verildi. Yılın bildiri konusu “Çocuk ve Yazın”dı. Kemal Bekir, Arif Damar, Fikret Otyam, Vecihi Timuroğlu onur konukları olarak ağırlandılar o yıl…

Beşinci etkinlik 8-10 Ekim 2008 tarihlerinde gerçekleştirildi. Onur Konukları Prof.Dr.Bedia Akarsu, Prof.Dr.Cevat Geray ve Prof.Dr.Afşar Timuçin’di. 43 katılımcı üç gün süreyle şiir ve öykülerini seslendirdi. Birbirinden ilginç konuların tartışıldığı dört panelde konuşmacılar izleyicilerle görüş ve düşüncelerini paylaştı.

                Kuşadası Öykü ve Şiir Günleri 2008 yılında artık olgunlaşmış, deneyim kazanmış, Adalılara ve yazlıkçılara kültür-sanat birikimini aktaran kurum haline dönüşmüştü. Gelenekselleşmişti… Özlenen, beklenen bir etkinlik olup çıkmıştı. Türkiye’nin diğer beldelerinde düzenlenen kültür-sanat etkinliklerinden farklı yanları vardı. Öncelikle, yaptıklarını kitaplaştıran ender etkinlikler arasına adını yazdırdı. Toplam 1670 sayfa tutarında tam beş kitap yayımladı. “Kuşadası’nda Öykü’ye ve Şiir’e Yolculuk” adını taşıyan kitapları her yıl düzenli olarak Türkiye’deki Üniversitelerin kütüphanelerine, Ege bölgesi il ve ilçelerinin Belediyelerine, Ege bölgesi milletvekillerine, ülkemizin önde gelen düşün adamı ve yazarlarına iletildi.

                Gazeteniz Kuşadası Demokrat’ın her yıl yeni bir heyecan ve duyarlıkla izlediği ve sayfalarına yansıttığı Kuşadası Öykü ve Şiir Günleri etkinliklerine bugüne kadar 232 şair, öykücü, yazar ve bilim adamı katıldı. Yapıtlarıyla dağarcığımızda yer bırakan 16 ustamız onur konuğu olarak ağırlandı. Beş yıl içerisinde 26 bilimsel tartışma düzenlendi. 54 öykücü 50 şairi halkımızla tanıştırıldı. “Dilimiz Türkçe”, “Avrupa Birliği ve Ulusal Değerlerimiz”, “Çocuk ve Edebiyat”, “Sanat ve Toplum” ve “Hukukun Üstünlüğü” konularında ortak bildiri yayımlanarak tolum bilincinin oluşmasına ve gelişmesine katkıda bulunuldu. Kuşadalı mizah ustası Muzaffer İzgü’yü her yıl çocuk dostlarıyla buluşturdu.

Kuşadası Öykü ve Şiir Günleri öykü yazarlığı ve şair çalışmalarına özellik kazandırmayı amaçladı. Bu anlamda edebiyatımızın yerel ustalarına sahip çıkıldığını, yalnız bırakılmadıklarını ve minnet duygularıyla daima anılmakta olduklarını seslendirmeyi hedefledi.

                Gezici ve kalıcı Kitapevlerine öncülük ederek, Ada kültürüne ciddi katılım sağladı. Ülkemizin tanınmış şair, öykücü, yazar ve bilim adamlarını okuyucuyla buluşturdu. Çeşitli sanat dallarında sergiler düzenleyerek Ada halkını sanata yakınlaştırmaya çalıştı.  

Kuşadası Öykü ve Şiir Günleri, kapsamı ve içeriği ile bir taraftan bölgede kültür-sanatın gelişmesi ve yaygınlaşmasına bir taraftan da beldenin kültürel kimliğine yeni bir boyut kazandırdı.

Şimdi soralım… Sosyal demokrat bir belediye nasıl oluyor da beş yıldan bu yana bir beldenin sanat-kültür kimliğini duyuran bir etkinliğe “dur” diyebiliyor? Nasıl oluyor da Ada’ya mal olmuş, Ada’nın adını tüm ülkeye yayılmasına öncülük etmiş bir hareketi sürdüremiyor?

Acaba Belediye Başkanı ve kültür yetkilileri, sokaklara, meydanlara isim verilerek, şarkı, türkü konserleriyle, sanat değeri taşımayan kalitesiz film gösterileriyle belde halkının kültür-sanat anlayışına katkı mı sağlamaya çalışıyorlar? Yoksa bu saydıklarımızı kültür-sanat olarak mı değerlendiriyorlar?