22.09.2006 Kuşadası
Soldan sağa, (Ayaktakiler)
A.Zeki MUSLU, Selim ESEN,
(Oturanlar)
Sultan Su ESEN, Dr.Halit UMAR, Belma ÖZGÜN
 

 
   
 

KUŞADASI ÖYKÜ GÜNLERİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ
Belma Özgün [1]

 

Belma Özgün: Kuşadası Belediyesi’nce düzenlenen Öykü ve Şiir Günleri’nin dördüncüsü, bu yıl 5-7 Eylül tarihlerinde yapıldı. Kuşadası’nda İlçe Halk Kütüphanesi’nde yapılan etkinliğin bu yılki onur konukları Kemal Bekir, Arif Damar, Fikret Otyam ve Vecihi Timuroğlu’ydu. Dört yıldır gerçekleştirilen bu güzel etkinliğin fikir babası, kurucusu olan Selim Esen ve eşi Sultan Su Esen ile Kuşadası Öykü ve Şiir günleri üzerine söyleştik.

 

BÖ: Sevgili Selim Esen, Böyle güzel bir tatil beldesinde böyle bir etkinlik yapmak gerçekten cesaret ister. Bize biraz bu serüvenden bahseder misiniz?

 

Selim Esen- Yıl 2003… Eşim tuttu elimden Kuşadası’na gideceğiz dedi. Kalktık geldik. Çocukluğumda bir kez gelmiştim, aradan yıllar geçmiş. Çarpık yapılaşmayı, beton yığınlarını bir yana bıraktığınızda güzel şirin bir belde. “Bak” dedi, “güzellik bir yana burada ne bir kitapevi vardır ne de yazına yönelik herhangi bir çaba…” “Nasıl olur” dedim. “Yok işte” dedi. “Bir şeyler yapmalı…” Ankara’dan ayrılmadan da eski Aydın milletvekili edebiyat dostu Mustafa Kemal Yılmaz ile yine yakın dostumuz aydın insan Mehmet Aydın, Kuşadası’nda bir şeyler yapın size destek oluruz demişlerdi. Bundan da cesaret alarak Belediye’nin kapısını çaldık. Başkan’la görüştürdüler. “Etkinliğin adını koyalım, bu yıl başlayalım” dedi. 13-15 Ekim 2004 tarihlerinde 1.Kuşadası Öykü ve Şiir Günleri gerçekleştirildi. O gün bu gün çoğalarak ilerliyoruz.

 

BÖ: Kuşadası belediyesinin dışında bu etkinliği destekleyen sivil toplum kuruluşları da var mı? Hangileri?

 

SE: Atatürkçü Düşünce Derneği Kuşadası Şubesi Başkanı Sayın Zerrin Bağçivan, kültür-sanat dostudur. Yanımızda durur, katkı sağlar. Emekli öğretmenler, bürokratlar vardır. Kuşadası Genç İşadamları Derneği bu ve benzer etkinliklerin yanında yer alırlar.

 

BÖ: Türk öykü ve şiirlerini, edebiyatçı ve kültür ustalarını çevreye tanıtmaya yönelik bu etkinlikte katılın nasıl sizce? Çünkü biliyoruz ki çok okumayan ve sorgulamayan bir toplumuz.

 

SE: Ülkemizde okumayan ve sorgulamayan topluma birinci örnek gösterilmek gerekirse Kuşadası’nı başa koymak hiç de abartı olmaz. Başta da söz etmiştim bu belde yıllarca bir kitapevi’nin eksikliğini hissetmemiş. İnsanları 2004 yılına kadar “burada bir edebiyat etkinliği düzenlesek mi?” diye bir sorunu gündeme bile getirmemişler. Başlangıçta ilgi çok cılızdı. Şimdi daha iyi. Ama yine de arzu edilen düzeyde değil.

 

BÖ: “Cumhuriyet Sonrası Türk Şiiri’nde Kırılma Dönemleri, Cumhuriyet Sonrası Türk Öyküsü’nde Kırılma Dönemleri, Tiyatro ve Edebiyat, Sanat ve Toplum bu yılki konu başlıklarınızdandı ayrıca geçtiğimiz yıllardan Roman’da Türk Tarihi,  Ege’nin iki yakası – Komşu Edebiyat,  Çocuk Gençlik ve Edebiyat gibi çok önemli konu başlıklarınız ve konuşmacılar vardı. Bu başlıkları güncel tartışmalar üzerinden mi hazırlıyorsunuz?

 

SE: Öyle de adlandırılabilir… Program planlamasında daha çok gereğince işlenmemiş ya da yeterince yer verilmemiş, toplumun bilgilendirilmesine gerek duyulan konu başlıklarını gündeme taşımaya çalışıyoruz.

 

BÖ: Etkinliğiniz her ne kadar “Öykü ve Şiir” adıyla anılsa da farklı sanat dallarından konuklarınız ve konuşmacılarınız da oluyor. Örneğin bu yıl Kerem Görsev vardı. İleriki yıllarda bu etkinliği sanat dalları olarak daha da geliştirmeyi düşünüyor musunuz?

 

SE: Konumuz ve ilgi alanımız edebiyat, edebiyatın alt başlıklarıdır. Kerem Görsev ve benzeri müzik türlerini seslendirenler ile ressam, heykeltıraş vb. sanatçılar kültür anlamında edebiyat komşuları olduklarından programımıza bir çeşni, bir tat, bir değeni sağlamak üzere aramızda yer almaktadırlar. Elbette önümüzdeki yıllarda da bu anlamda müzik dinletilerine, resim-fotoğraf-heykel sergilerine yer vereceğiz.

 

BÖ: Sevgili Sultan biliyorum ki bir süredir sen de Kuşadası’nda Öykü ve Şiir günlerinin dışında her Çarşamba farklı bir etkinlik yapıyorsun bize biraz da bundan bahseder misin?

 

Sultan Su: Her yıl Kuşadası’na yaklaşık Mayıs ayı içerisinde göç ediyoruz. Yılın beş-altı ayını burada değerlendiriyoruz. Ada’ya bizim gibi yaz aylarını geçirmek üzere gelenler ile emekli olarak yaşamlarını burada sürdüren birçok edebiyatçı, aydın insan var. Ayrıca edebiyata gönül verenler de hiç az sayılmazlar. İkili dostluklarımızda, bireysel konuşmalarımızda edebiyat alanında tartışmak, kimi olayları, başlıkları irdelemek gereksinimini duyunca bir “edebiyatçılar buluşması”na önayak olmayı düşündük. 2005 yılında Mayıs ayının ikinci yarısından başlayarak her hafta Perşembe günleri saat 17.30’da önceden belirlenen bir mekânda buluşmayı başladık. Önceleri 5-6 kişinin katılımıyla başlayan toplantılarımız bu yıl 35 kişiye ulaştı. Her geçen gün çoğalıyoruz.

 

[1] Kuşadası FM Radyosu, Ekim 2008.