25.01.2008, Kolej Lokali-İstanbul, Nail Tokcan-Mehmet Eymür-Mehmet Olcay-Orhan Yıldız-Caner Tunaman'la

 
   
 

[1]SİLİFKELİ BİR HAYIRSEVER  MUSTAFA COŞKUN[2]

Mersin-Silifke arası dolmuşla 90 dakika. Düz bir yol. Solda Akdeniz sağda sıra dağların izin verdiği dar alanlarda tarım arazileri göze çarpıyor. Tamamı sular altında. Aralık ayının ilk günü ile başlayan ve Silifke’ye ayak bastığımız 6 Aralık gününe kadar devam eden yağışlar bölgeyi sular altına almış. Kentin iki yakasını bağlayan Taşköprü üstüne geldiğimizde aşağıdaki Göksu ırmağının kendi halinde aktığını gözlüyoruz. Gün başlangıcı olmasına rağmen bizim için oldukça sıcak. Biz kar, soğuk, kış beklerken Mustafa Coşkun, ‘Silifke’ye kış uğramaz’ diyor.  

                Tek katlı evin bahçe kapısındaki ziline uzandığımızda Mustafa Coşkun portakal ağaçlarının arasından,

                - ‘’Günaydın...Kolay buldunuz mu? ‘’ diyerek karşıladı.

                - ‘’Cennet mi burası Mustafa bey’’

                - ‘’Bulunduğunuz yeri nasıl hissederseniz odur.’’

                - ‘’Peki Mustafa bey, cennet nedir o zaman?’’

                - ‘’Cennet, yaşamında iyi, güzel ve yararlı hizmetler verenleri; vatana, millete yararı dokunanları yaşamlarından sonra barındıran yerdir.’’

                Mandalina, portakal ağaçlarını anlatırken araya girdik:

                - ‘’Ankara’dan buraya sizi görmeye, bağışladığınız taşınmazın işlemlerini tamamlamaya geldik. Niçin böyle bir bağış?.’’

                - ‘’Evvelden beri siyasilere sıcak bakmam ben. 1961’de 6’şar kez Adana’ya, Kayseri’ye siyasi mahkum taşıdım. Onları yakından tanıdım. Daha sonraki yıllarda gelenlerin de tanıdıklarımdan farkları olmadığını gördüm. Bu nedenledir ki siyasilerin bulunduğu ya da onlar etkisi altın da kalan kamu kuruluşlarına verecek bir şey yok bende. Ben birikimlerimi benim gibi düşünenlerle paylaşmak isterim. 30 yıllık askerlik hayatımda hep sevgiyi ve saygıyı ön planda tuttum. Askerlik bize bunu öğretti. Şimdi ben de benim gibi düşünenlere, canını seve seve bu vatan uğruna feda etmiş olan aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimize bir küçük birikimimi feda etmek istiyorum. Özeti bu, çok mu?’’

                Mustafa bey dolu, hem de pek çok. Sahipsiziz diyor. Her geçen gün güzel geleneklerimizden uzaklaşıyoruz diyor. Birlik, beraberlik, sevgi ve saygı şimdilerde en çok muhtaç olduğumuz değerlerdir diyor ve ekliyor,

                - ‘’1942 yılında Eskişehir tayyare fabrikasından bir uçağı deneme uçuşuna aldık. Uçuş anında burun kısmında yangın çıktı. Yangın söndürücüler yeterli olmadı. Ellerimi yanan kabloların arasına soktum ve ayırmaya başladım. Ellerim yanmıştı ama yangın da sönmüştü. Uçağı salimen yere indirdik. Bilmem anlatabiliyor muyum?’’

                Ardında tam 78 yıl bırakmış Mustafa Coşkun. 47 yıl evlilik, iki oğlan çocuk ve bir torun. 1922 yılından bu yana Silifkeli. Çocukluğunda uçakları izlerken merak sarmış havacılığa. Yine Silifkeli olan zamanın THK Genel Müdürü Sami Cüceloğlu, ‘gel seni havacı yapalım’ demiş. Sonra da ver elini Eskişehir. 1939’da girdiği Hava Mekanik Okulu’ndan 1941 yılında Astsb. uçuş makinisti olarak mezun olmuş. 50 yıl göklerde dolaşmış. Orası bir başkadır diyor.

- ‘’Orada bir sen, bir uçak bir de sonsuzluk vardır.’’ diye ekliyor.

Biz de ayrılırken, bir Silifke, bir Mustafa Coşkun ve bir de onun gazilere bağışladığı kargir ev var diyoruz. Coşkun ve ailesine bu anlamlı ve çok değerli bağışları için gaziler toplumu adına binlerce teşekkür ediyoruz.

 

[1] Akdeniz bölgesinde, İçel iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kent’dir. Yüzölçümü 2.666Km2 olan Silifke ilçesi doğuda Erdemli ilçesi, güneyde Akdeniz, batıda Gülnar ve Mut ilçeleri, kuzeyde de Karaman iliyle çevrilidir. İlçe sınırları içindeki başlıca düzlük Göksu deltası olarak da adlandırılan Silifke ovası’dır. Doğal ve tarihsel değerler açısından oldukça zengindir. Tarihsel yapı kalıntıları, plajlar, Narlıkuyu mağarası ve Cennet-Cehennem Obrukları ilçenin ilgi gören başlıca turistik değerleridir. Çamdüzü adlı bir orman içi dinlenme yerinin bulunduğu ilçenin kıyılarında birçok yazlık yerleşme ile kamu ve özel kesime ait dinlenme tesisleri vardır. İlçenin Taşucu iskelesinden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Girne limanına gemi ve feribot seferleri düzenlenmektedir. Mut’dan gelen yol ile Mersin-Antalya karayolu Sailifke’de kesişir. İlçe bu yolla il merkezi Mersin’e 84Km. uzaklıktadır. Kent merkezi, Göksu ırmağının iki yakasını bağlayan Taşköprü’nün güneyinde yer alır. Silike’nin nüfusu yaklaşık 200 bin’dir. Bu rakam tatil aylarında iki katına çıkar.

[2] İlk Hedef, ocak 2002, yıl:1 sayı:4 s.28-29