02.03.2008, Eskişehir, Prof. Cevat Geray ve Fikret Otyam'la

 
   
 

AÇILIMI AÇMAK

 

AKP iktidarının “açılım” açıklamasından umudu kesince 15 Ağustos’a kilitlenmiştik. Yanılmamışız.

Öcalan’da, DPT de, PKK da konuştular o gün. Bebek katili “bu işi beraber götüreceğiz, yürüteceğiz” dedi. “geç oldu ama iyi olacak” dedi. “1920’lerde yapılması gereken şimdi yapılacak” dedi. Bölücübaşı açıkça bir bölünmeye işaret etti. Teröristler ve yandaşları da aynı ağızdan konuştular.

DPT’li belediye 15 Ağustos’ta Eruh’ta düzenlendiği festivale “doğa ve kültür festivali” adını verdi. Neyin festivaliydi bu? Bu, 25 yıl önce hain bir baskınla şehit ettikleri vatan evlatlarını kutlama festivaliydi. DTP milletvekili Emine Ayna devlete meydan okudu. “… 15 Ağustos 1984’te savaş, şiddet başladı diyemeyiz. Çünkü şiddet Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden beri var. Biz 15 Ağustos’u Barış Harekâtı olarak tanımlıyoruz. PKK, Kürtlerin inkârına ve imhasına karşı barış ve eşitlik için ilk kurşunu sıktı.” Sonra açıkça tehdit etti Ayna: “Yalnız DTP’yle görüşüp Öcalan’ı devre dışı bırakırsanız bu oyuna gelmeyiz.”

Vay, vay, vayyy… Kadın sanki TC milletvekili değil, militan…

PKK’da aynı gün bir açıklama yaptı, Öcalan’ın hazırladığı plana uyulmaması halinde “eşi görülmemiş bir direnişe hazırız…” denildi.

AKP iktidarı işte bu görüşlerin sahipleriyle “Açılım”ı açacak. Bir tarafta Türkiye Cumhuriyeti Devleti öte yanda, devlete silah sıkan terör örgütü ve yandaşları. Terörle elde edemediklerini devletle uzlaşı içerisinde elde edecekler.

AKP, “PKK terör örgütü değildir” diyen DTP’yle konuşarak ilk adımı atmıştı. Ardından Devlet Bahçeli’nin “12 kötü adam” grubuna dâhil erkân; gazetecilik, yazarlık ve akademisyenlik kimliklerini öne sürerek liboşluklarını, dış bağlantılarını, tarikatçılıklarını, ABD ve AB sözcülüklerini, din simsarcılıklarını saklayanlar; iktidarın yandaş medyası, F Tipi müritler vb. öne çıkararak sürdürdüler desteği. Bu arada açılımı açmakla görevlendirilen İç İşleri Bakanı avara kasnak misali ne diyeceğini bilmeden kapı kapı dolaştı durdu. Ama yol haritasını Hükümetten önce Öcalan ve emir erleri belirlemiş oldu.

Tarihlerin bile şifresini çözemeyenlerden Apo’nun yol haritasını çözmelerini beklemek saf dillik olur.

15 Ağustos tarihinin ne anlama geldiğinin bilincinde olan şehit aileleri ve duyarlı vatandaşlar seslerini yükseltti: “Bu işin affı olamaz, terörle pazarlık olmaz…” 

Dağlıca’da roket isabet eden aracının hurdaya dönmesine rağmen mücadelesini sürdürerek teröristleri canı ve kanı pahasına püskürten Erdal Sarızeybek uyardı, onu da dinlemediler…

PKK ile mücadelesiyle adı “Efsane Komutan” a çıkan Osman Pamukoğlu Paşa daha ilk günden teşhisini koymuştu: “Terörist başı 15 Ağustos’u bir yıldönümü olarak ilan edecek, Bunu görmeliyiz!”

Gördüler Paşam, gördüler de geç kaldılar. Bakın, bugün atı alan Yol Haritasını açıklıyor. Hükümet turlarda…

Ergenekon davasında eften püften gerekçelerle içeriye atılan gazeteci, yazar ve aydınlar TV izleyemezken, yazılarını yazamazken, terörist başı nasıl oluyor da İmralı Dinlenme Kampında (!) dilediğini yapıyor, dilediğini söylüyor?

Hayret ki ne hayret!

Bu arada Hükümetin atadığı Diyarbakır Emniyet Müdürü ne demişti? “Diyarbakır’da Kürtçe bilen polislerle görev yapacağız!”

Bu nasıl iştir dostlar?

Diyarbakır’da Kürt polisler olacaksa, Samandağı’nda Arap, Rize’de Laz kökenliler mi olacak?

Bu dil açısından da, etnik yapı açıdan da en büyük ayrımcılık değil de nedir? Nereye götürülüyor bu ülke?

Diyarbakır Emniyet Müdürü Kürt polis istiyor, Ordu Valisi “İslam dinine aykırı!” diyor, pisuvarları söktürüyor.

Sanmayın ki, bu sadece Ordu Valisi’nin düşüncesidir. Fettulah Gülen’in okullarında da pisuvar yoktur. Onlara göre İslamın sünnetinde yoktur…

Yobaz bunlar, yobaz…

Böyle bir ortamda, ABD’de iki yıl önce yayımlanan “Tarihi Fırsat” adlı kitaptaki yol izleri, bizde Cumhurbaşkanı’nın ağzından “Kürt açılımı” önerisine dönüştü. Bu “tarihi fırsat”, Başbakanın bazı bakanlarıyla yaptığı toplantıdan sonra “Kürt açılımı” haline getirildi.

Başbakan’ın bu kaçıncı açılım’ı saydınız mı hiç? Birkaçını anımsayalım: Avrupa Birliği açılımı, Kıbrıs açılımı, Alevi açılımı, Ermeni açılımı, Ortadoğu barış açılımı ya da “one minute…” açılımı.

Sizce hangisini açabildi Başbakan!?