05.09.2007, 4.Kuşadası Öykü ve Şiir Günleri, Sina Akyol-Halim Yazıcı-Selim Esen-Fikret Otyam-A.Zeki Muslu-M.Sadık Kırımlı

 
   
 

AKP

                AKP, Cumhuriyet ilkelerini korumak ve kollamakla görevli olan Yargıtay, Danıştay, Üniversiteler, asker ve duyarlı sivil toplum kuruluşlarına adeta cihat ilan etti.

AKP,

Hiç kimseye, kişiye ya da kuruma söz hakkı, yanıt hakkı tanımıyor. Ben iktidarım, güç bende anlayışıyla demokrasi ilkelerini takmıyor. Dedim dedik anlayışıyla iktidarına yandaş bir yargı yaratma çabasını sürdürüyor.

AKP,

Yargıya ve yasal görevini yapan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na ağır saldırıların ardından yargı ve yargı mensuplarını halka şikâyet ediyor. Yargı ve yargı mensuplarını hedef gösteriyor.

AKP,

Yabancı kişi ve kurumların yardımlarını sağlamak amacıyla olmadık işlere girişiyor.

Ve…

İktidarını sürdürmek anlamında yasa dışı girişimini genişleterek sürdürüyor.

*

                AKP’nin kapatma davasında görevli Anayasa Mahkemesi Başkan Yardımcısı Osman Paksüt, polis’in kendisini izlediğini, dinlediğini söyledi. Polis: “Biz kaçakçı izliyorduk” dedi.

                CHP Genel Merkezi’nde, Genel Sekreter Önder Sav’ın odasının dinlendiği, Vakit Gazetesinde konuşmaların aynen yayımı ile anlaşıldı. Hükümet sorumluluk almadı. Başbakan Yardımcısı Çiçek:

“Erik yemedik, karnımız ağrımaz.” Dedi. Adalete ve yargıçlara karşı tutumu ile gündemden düşmeyen Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, “Hukuk Reformu Strateji Planı Taslağı”nı yargı kurumundan önce gururla, AB Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn’e sundu.

Buy davranışı “Cumhuriyet zedeleniyor” bildirisi ile kınayan Yargıtay ve Danıştay’a Şahin: “Dam üstünde saksağan…” yanıtını verdi.

*

                Yargıtay Başsavcısının kapatılmasını istediği AKP’nin Meclis Başkanı Köksal Toptan nasıl bir karar beklediğini açıkladı:

“Oh…” dedirtecek.

Nasıl mı?

AKP suçlu bulunsa da suçsuz…

*

                Din devleti oluşturulması yolundaki atama ve uygulamalarda sürat kısıtlaması uygulanmıyor. İstanbul’daki Golden Horn Oteli’nde yerli müşteriye içki yok. Yabancıya servis yapılıyor. Otelin içki ruhsatı olmadığı açıklandı.

                TRT Televizyon Dairesi Başkan Yardımcılığı’na Cumhuriyet ve Atatürk karşıtı imam hatip mezunu, eşi türbanlı Osman Gökmen atandı. Gökmen,

“Allah’a kul olacaklarına, Çankaya Köşkü’ne kapı kulu olmayı benimsemişlerdi,” diyerek laik düşünce karşıtı olduğunu kanıtlamıştı.

Hayırlara vesile olsun…

*

                Bütçesi dört bakanlığa eşdeğer Diyanet İşleri Başkanlığı sessiz ama emin adımlarla AKP zihniyetini destekliyor. Fetvalarını şimdi de sanal ortama taşıdı:

“Flört zinadır”, “Parfüm sürmek edep dışlıdır” diyor.

İlahiyat Profesörü Süleyman Uludağ’ın yazdığı “Sufi Gözüyle Kadın…” adlı kitaptaki değerlendirmeler Diyaneti haklı kılar nitelikte. Bakın Hoca ne diyor:

“…80 yaşındaki Süleyman Hoca, bekâretini bozduğu kızla bir gecede 60 kez cinsel ilişki kurmuş ve sabah, sana acımasaydım bu 100’e çıkardı,” demiş.

*

                İslam dünyası içinde dini inançlarını en geniş ve mükemmel şekilde yaşayan tek ülke olan Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi’nde konuştu:

“Türkiye’de sadece gayrimüslim azınlıklar değil, Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sonunlar yaşıyor…”

Vay canına!

Bunları söyleyen sade vatandaş değil, devleti temsil eden bir bakan. Laik devleti zora sokan açıklamalar yapıyor. Laik devleti temelinden sarsıyor. Ne demeli: Pes…

*

                Toplumu kargaşaya, kavgaya sürüklemekte olan AKP iktidarına diyeceğimiz odur ki;   

Kavgayı ağacın yaprağına yaz;

Sonbahar gelsin yaprak kurusun diye.

Öfkeyi bir bulutun üzerine yaz;

Yağmur yağsın bulut yok olsun diye.

Nefreti karların üzerine yaz;

Güneş açsın karlar erisin diye.

Dostluk ve sevgiyi

Yeni doğmuş tüm bebeklerin

Yüreklerine yaz;

Büyüsün… Dünyayı sarsın diye.