05.10.1989, Bellingham-ABD, Kardeşim Ömer'le

 
   
 

AVRUPA KONSEYİ

 

5 Mayıs 1949’da Avrupa’da savaşı önlemek, dış tehlikelere karşı güvenliği sağlamak ve iktisadi refahı temin etmek amacıyla Avrupa Konseyi kurulmuştu. Bugün bu mutlu olayın 61’inci yıldönümü.

Avrupa’da siyasal birlik sağlamak eski bir fikirdir. Önceki yüzyılda Napolyon, geçtiğimiz yüzyılda ise Hitler bunu fetih yoluyla yapmayı denediler. Öte yandan William Penu, Abbe De Saint-Pierre ve Enmanuel Kant gibi idealistler ise hür bir devletler federasyonu kurulmasını istemişlerdi. Avrupa tarih boyunca birkaç kez siyasal birliğe kavuştu. Roma İmparatorluğu ve daha sonra da Şarlman bunu başardılar. Tarih bize Milli Devletlerin de ilk defa Avrupa’da kurulduklarını gösteriyor.

Birinci Dünya Savaşından sonra, 1929’da Aristida Brland’ın bir Avrupa Federasyonu teklifi, Kont Coudenhove-Kalorgi’nin bir Avrupa Parlamento birliği için yaptığı kampanya ve diğer Avrupa Birliğine inanmışların gayretleri hükümetler ve halk tarafından pek rağbet görmedi.

İkinci Dünya Savaşından sonra büyük Devlet Adamı Winston Churchill Zürich’teki bir konuşmasında “bir Avrupa Birleşik Devletleri kurmalıyız” diyerek bu fikri yeniden canlandırdı. Bu amaç için çalışan çeşitli gruplar bir uluslararası komisyon kurdular ve 1948 Mayıs’ında Lahey’de bir Avrupa Konseyi toplandı. Bundan kısa bir süre önce 1948 Mart’ında İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg arasında Brüksel Paktı imzalanmıştı. Buna göre taraflardan her biri Avrupa’nın silahlı bir saldırıyla karşılaştığında diğerleri askeri ve diğer yardımda bulunacaklardı. Pakta ayrıca ekonomiler arasında işbirliği, sosyal konularda ortak sözleşmeler hazırlamak ve kültür değişimini arttırmak öngörüldü.

Brüksel Paktı’nın 1948 Temmuz’unda yapılan Danışma Konseyi toplantısında Fransız M.George Bidault, 1948 Mayıs’ında Lahey’de alınan her ulusun kendi parlamentosundan yollayacağı üyelerden kurulu bir Avrupa Parlamentosu kurulması, bir Avrupa Adalet Divanı oluşturulması ve bir Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi hazırlanması şeklindeki kararlara uygun olarak bütün Avrupa için bir Federal Parlamento ve tam ekonomik bir gümrük birliği kurulmasını teklif etti. Önceleri bu fikri yadırgayan İngiltere Ekim’de bir Avrupa Bakanlar Komitesi kurulması için özel bir Komiteye katılmaya karar verdi ve girişimin öncüsü oldu. Brüksel Paktı’nın diğer 4 üyesi ile Danimarka, İrlanda, İtalya, Norveç ve İsveç’i konuyu tartışmak için Londra’ya davet etti. Avrupa’da toplanan 10 Devletin Dışişleri Bakanları 61 yıl önce 5 Mayıs 1949’da Avrupa Konseyi’ni kuran anlaşmayı imzalamışlardı. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ilk toplantısını Konsey’in merkezi olan Strazburg kentinde 6 Ağustos 1949’da yaparken Türkiye ile Yunanistan’ı da Konsey’e üye olmaya davet ediyordu. Türkiye bu daveti kabul etti ve Avrupa Konseyi statüsünü 12 Aralık 1949 tarih ve 5456 sayılı yasayla onaylayarak üye oldu.

Avrupa Konseyi bir Federasyon değil, fakat Devletlerarasında istenirse yapılan bir işbirliğinin örneğidir. Statüsünde Milli Savunma sorunları ile uğraşmayacağı yer aldığından bir bölge savunma antlaşması da değildir. Üye devletlerin hükümetlerinin Avrupa’ya ait konularda birbirleriyle danışmalar ve danışma meclisine temsilci olarak yollanan çeşitli ülkelerin milletvekili arasında görüş alışverişini sağladığından Avrupa Konseyi çok yararlı bir kuruluştur. Örgütün en büyük başarılarından biri kuşkusuz 4 Kasım 1950’de Roma’da imzalanan İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’dir. Avrupa Konseyi İnsan Hakları konusundan başka sosyal ve tıbbi yardım, sosyal güvenlik, ihtira beratlarının sınıflandırılması ve kültür gibi çeşitli konularda sözleşmeler hazırlamıştır. Bunların pek çoğu yürürlüktedir.

Başlıca amacı Avrupa’da sosyal ve ekonomik konuları işleyerek insanları daha iyi bir yaşam seviyesine ve mutluluğa eriştirmeye çalışan Avrupa Konseyi’nin başarıya ulaşmasını bütün iyi niyetli insanlar temenni etmektedir.

 

 

5 Mayıs 1949’da Avrupa’da savaşı önlemek, dış tehlikelere karşı güvenliği sağlamak ve iktisadi refahı temin etmek amacıyla Avrupa Konseyi kurulmuştu. Bugün bu mutlu olayın 61’inci yıldönümü.

Avrupa’da siyasal birlik sağlamak eski bir fikirdir. Önceki yüzyılda Napolyon, geçtiğimiz yüzyılda ise Hitler bunu fetih yoluyla yapmayı denediler. Öte yandan William Penu, Abbe De Saint-Pierre ve Enmanuel Kant gibi idealistler ise hür bir devletler federasyonu kurulmasını istemişlerdi. Avrupa tarih boyunca birkaç kez siyasal birliğe kavuştu. Roma İmparatorluğu ve daha sonra da Şarlman bunu başardılar. Tarih bize Milli Devletlerin de ilk defa Avrupa’da kurulduklarını gösteriyor.

Birinci Dünya Savaşından sonra, 1929’da Aristida Brland’ın bir Avrupa Federasyonu teklifi, Kont Coudenhove-Kalorgi’nin bir Avrupa Parlamento birliği için yaptığı kampanya ve diğer Avrupa Birliğine inanmışların gayretleri hükümetler ve halk tarafından pek rağbet görmedi.

İkinci Dünya Savaşından sonra büyük Devlet Adamı Winston Churchill Zürich’teki bir konuşmasında “bir Avrupa Birleşik Devletleri kurmalıyız” diyerek bu fikri yeniden canlandırdı. Bu amaç için çalışan çeşitli gruplar bir uluslararası komisyon kurdular ve 1948 Mayıs’ında Lahey’de bir Avrupa Konseyi toplandı. Bundan kısa bir süre önce 1948 Mart’ında İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg arasında Brüksel Paktı imzalanmıştı. Buna göre taraflardan her biri Avrupa’nın silahlı bir saldırıyla karşılaştığında diğerleri askeri ve diğer yardımda bulunacaklardı. Pakta ayrıca ekonomiler arasında işbirliği, sosyal konularda ortak sözleşmeler hazırlamak ve kültür değişimini arttırmak öngörüldü.

Brüksel Paktı’nın 1948 Temmuz’unda yapılan Danışma Konseyi toplantısında Fransız M.George Bidault, 1948 Mayıs’ında Lahey’de alınan her ulusun kendi parlamentosundan yollayacağı üyelerden kurulu bir Avrupa Parlamentosu kurulması, bir Avrupa Adalet Divanı oluşturulması ve bir Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi hazırlanması şeklindeki kararlara uygun olarak bütün Avrupa için bir Federal Parlamento ve tam ekonomik bir gümrük birliği kurulmasını teklif etti. Önceleri bu fikri yadırgayan İngiltere Ekim’de bir Avrupa Bakanlar Komitesi kurulması için özel bir Komiteye katılmaya karar verdi ve girişimin öncüsü oldu. Brüksel Paktı’nın diğer 4 üyesi ile Danimarka, İrlanda, İtalya, Norveç ve İsveç’i konuyu tartışmak için Londra’ya davet etti. Avrupa’da toplanan 10 Devletin Dışişleri Bakanları 61 yıl önce 5 Mayıs 1949’da Avrupa Konseyi’ni kuran anlaşmayı imzalamışlardı. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ilk toplantısını Konsey’in merkezi olan Strazburg kentinde 6 Ağustos 1949’da yaparken Türkiye ile Yunanistan’ı da Konsey’e üye olmaya davet ediyordu. Türkiye bu daveti kabul etti ve Avrupa Konseyi statüsünü 12 Aralık 1949 tarih ve 5456 sayılı yasayla onaylayarak üye oldu.

Avrupa Konseyi bir Federasyon değil, fakat Devletlerarasında istenirse yapılan bir işbirliğinin örneğidir. Statüsünde Milli Savunma sorunları ile uğraşmayacağı yer aldığından bir bölge savunma antlaşması da değildir. Üye devletlerin hükümetlerinin Avrupa’ya ait konularda birbirleriyle danışmalar ve danışma meclisine temsilci olarak yollanan çeşitli ülkelerin milletvekili arasında görüş alışverişini sağladığından Avrupa Konseyi çok yararlı bir kuruluştur. Örgütün en büyük başarılarından biri kuşkusuz 4 Kasım 1950’de Roma’da imzalanan İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’dir. Avrupa Konseyi İnsan Hakları konusundan başka sosyal ve tıbbi yardım, sosyal güvenlik, ihtira beratlarının sınıflandırılması ve kültür gibi çeşitli konularda sözleşmeler hazırlamıştır. Bunların pek çoğu yürürlüktedir.

Başlıca amacı Avrupa’da sosyal ve ekonomik konuları işleyerek insanları daha iyi bir yaşam seviyesine ve mutluluğa eriştirmeye çalışan Avrupa Konseyi’nin başarıya ulaşmasını bütün iyi niyetli insanlar temenni etmektedir.