AVRUPA KONSEYİ
5 Mayıs 1949’da Avrupa’da savaşı önlemek, dış
tehlikelere karşı güvenliği sağlamak ve iktisadi refahı
temin etmek amacıyla Avrupa Konseyi kurulmuştu. Bugün bu
mutlu olayın 61’inci yıldönümü.
Avrupa’da siyasal birlik sağlamak eski bir fikirdir.
Önceki yüzyılda Napolyon, geçtiğimiz yüzyılda ise Hitler
bunu fetih yoluyla yapmayı denediler. Öte yandan William
Penu, Abbe De Saint-Pierre ve Enmanuel Kant gibi
idealistler ise hür bir devletler federasyonu
kurulmasını istemişlerdi. Avrupa tarih boyunca birkaç
kez siyasal birliğe kavuştu. Roma İmparatorluğu ve daha
sonra da Şarlman bunu başardılar. Tarih bize Milli
Devletlerin de ilk defa Avrupa’da kurulduklarını
gösteriyor.
Birinci Dünya Savaşından sonra, 1929’da Aristida
Brland’ın bir Avrupa Federasyonu teklifi, Kont
Coudenhove-Kalorgi’nin bir Avrupa Parlamento birliği
için yaptığı kampanya ve diğer Avrupa Birliğine
inanmışların gayretleri hükümetler ve halk tarafından
pek rağbet görmedi.
İkinci Dünya Savaşından sonra büyük Devlet Adamı Winston
Churchill Zürich’teki bir konuşmasında “bir Avrupa
Birleşik Devletleri kurmalıyız” diyerek bu fikri yeniden
canlandırdı. Bu amaç için çalışan çeşitli gruplar bir
uluslararası komisyon kurdular ve 1948 Mayıs’ında
Lahey’de bir Avrupa Konseyi toplandı. Bundan kısa bir
süre önce 1948 Mart’ında İngiltere, Fransa, Belçika,
Hollanda ve Lüksemburg arasında Brüksel Paktı
imzalanmıştı. Buna göre taraflardan her biri Avrupa’nın
silahlı bir saldırıyla karşılaştığında diğerleri askeri
ve diğer yardımda bulunacaklardı. Pakta ayrıca
ekonomiler arasında işbirliği, sosyal konularda ortak
sözleşmeler hazırlamak ve kültür değişimini arttırmak
öngörüldü.
Brüksel Paktı’nın 1948 Temmuz’unda yapılan Danışma
Konseyi toplantısında Fransız M.George Bidault, 1948
Mayıs’ında Lahey’de alınan her ulusun kendi
parlamentosundan yollayacağı üyelerden kurulu bir Avrupa
Parlamentosu kurulması, bir Avrupa Adalet Divanı
oluşturulması ve bir Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi
hazırlanması şeklindeki kararlara uygun olarak bütün
Avrupa için bir Federal Parlamento ve tam ekonomik bir
gümrük birliği kurulmasını teklif etti. Önceleri bu
fikri yadırgayan İngiltere Ekim’de bir Avrupa Bakanlar
Komitesi kurulması için özel bir Komiteye katılmaya
karar verdi ve girişimin öncüsü oldu. Brüksel Paktı’nın
diğer 4 üyesi ile Danimarka, İrlanda, İtalya, Norveç ve
İsveç’i konuyu tartışmak için Londra’ya davet etti.
Avrupa’da toplanan 10 Devletin Dışişleri Bakanları 61
yıl önce 5 Mayıs 1949’da Avrupa Konseyi’ni kuran
anlaşmayı imzalamışlardı. Avrupa Konseyi Bakanlar
Komitesi ilk toplantısını Konsey’in merkezi olan
Strazburg kentinde 6 Ağustos 1949’da yaparken Türkiye
ile Yunanistan’ı da Konsey’e üye olmaya davet ediyordu.
Türkiye bu daveti kabul etti ve Avrupa Konseyi statüsünü
12 Aralık 1949 tarih ve 5456 sayılı yasayla onaylayarak
üye oldu.
Avrupa Konseyi bir Federasyon değil, fakat
Devletlerarasında istenirse yapılan bir işbirliğinin
örneğidir. Statüsünde Milli Savunma sorunları ile
uğraşmayacağı yer aldığından bir bölge savunma
antlaşması da değildir. Üye devletlerin hükümetlerinin
Avrupa’ya ait konularda birbirleriyle danışmalar ve
danışma meclisine temsilci olarak yollanan çeşitli
ülkelerin milletvekili arasında görüş alışverişini
sağladığından Avrupa Konseyi çok yararlı bir kuruluştur.
Örgütün en büyük başarılarından biri kuşkusuz 4 Kasım
1950’de Roma’da imzalanan İnsan Hakları Avrupa
Sözleşmesi’dir. Avrupa Konseyi İnsan Hakları konusundan
başka sosyal ve tıbbi yardım, sosyal güvenlik, ihtira
beratlarının sınıflandırılması ve kültür gibi çeşitli
konularda sözleşmeler hazırlamıştır. Bunların pek çoğu
yürürlüktedir.
Başlıca amacı Avrupa’da sosyal ve ekonomik konuları
işleyerek insanları daha iyi bir yaşam seviyesine ve
mutluluğa eriştirmeye çalışan Avrupa Konseyi’nin
başarıya ulaşmasını bütün iyi niyetli insanlar temenni
etmektedir.
5 Mayıs 1949’da Avrupa’da savaşı önlemek, dış
tehlikelere karşı güvenliği sağlamak ve iktisadi refahı
temin etmek amacıyla Avrupa Konseyi kurulmuştu. Bugün bu
mutlu olayın 61’inci yıldönümü.
Avrupa’da siyasal birlik sağlamak eski bir fikirdir.
Önceki yüzyılda Napolyon, geçtiğimiz yüzyılda ise Hitler
bunu fetih yoluyla yapmayı denediler. Öte yandan William
Penu, Abbe De Saint-Pierre ve Enmanuel Kant gibi
idealistler ise hür bir devletler federasyonu
kurulmasını istemişlerdi. Avrupa tarih boyunca birkaç
kez siyasal birliğe kavuştu. Roma İmparatorluğu ve daha
sonra da Şarlman bunu başardılar. Tarih bize Milli
Devletlerin de ilk defa Avrupa’da kurulduklarını
gösteriyor.
Birinci Dünya Savaşından sonra, 1929’da Aristida
Brland’ın bir Avrupa Federasyonu teklifi, Kont
Coudenhove-Kalorgi’nin bir Avrupa Parlamento birliği
için yaptığı kampanya ve diğer Avrupa Birliğine
inanmışların gayretleri hükümetler ve halk tarafından
pek rağbet görmedi.
İkinci Dünya Savaşından sonra büyük Devlet Adamı Winston
Churchill Zürich’teki bir konuşmasında “bir Avrupa
Birleşik Devletleri kurmalıyız” diyerek bu fikri yeniden
canlandırdı. Bu amaç için çalışan çeşitli gruplar bir
uluslararası komisyon kurdular ve 1948 Mayıs’ında
Lahey’de bir Avrupa Konseyi toplandı. Bundan kısa bir
süre önce 1948 Mart’ında İngiltere, Fransa, Belçika,
Hollanda ve Lüksemburg arasında Brüksel Paktı
imzalanmıştı. Buna göre taraflardan her biri Avrupa’nın
silahlı bir saldırıyla karşılaştığında diğerleri askeri
ve diğer yardımda bulunacaklardı. Pakta ayrıca
ekonomiler arasında işbirliği, sosyal konularda ortak
sözleşmeler hazırlamak ve kültür değişimini arttırmak
öngörüldü.
Brüksel Paktı’nın 1948 Temmuz’unda yapılan Danışma
Konseyi toplantısında Fransız M.George Bidault, 1948
Mayıs’ında Lahey’de alınan her ulusun kendi
parlamentosundan yollayacağı üyelerden kurulu bir Avrupa
Parlamentosu kurulması, bir Avrupa Adalet Divanı
oluşturulması ve bir Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi
hazırlanması şeklindeki kararlara uygun olarak bütün
Avrupa için bir Federal Parlamento ve tam ekonomik bir
gümrük birliği kurulmasını teklif etti. Önceleri bu
fikri yadırgayan İngiltere Ekim’de bir Avrupa Bakanlar
Komitesi kurulması için özel bir Komiteye katılmaya
karar verdi ve girişimin öncüsü oldu. Brüksel Paktı’nın
diğer 4 üyesi ile Danimarka, İrlanda, İtalya, Norveç ve
İsveç’i konuyu tartışmak için Londra’ya davet etti.
Avrupa’da toplanan 10 Devletin Dışişleri Bakanları 61
yıl önce 5 Mayıs 1949’da Avrupa Konseyi’ni kuran
anlaşmayı imzalamışlardı. Avrupa Konseyi Bakanlar
Komitesi ilk toplantısını Konsey’in merkezi olan
Strazburg kentinde 6 Ağustos 1949’da yaparken Türkiye
ile Yunanistan’ı da Konsey’e üye olmaya davet ediyordu.
Türkiye bu daveti kabul etti ve Avrupa Konseyi statüsünü
12 Aralık 1949 tarih ve 5456 sayılı yasayla onaylayarak
üye oldu.
Avrupa Konseyi bir Federasyon değil, fakat
Devletlerarasında istenirse yapılan bir işbirliğinin
örneğidir. Statüsünde Milli Savunma sorunları ile
uğraşmayacağı yer aldığından bir bölge savunma
antlaşması da değildir. Üye devletlerin hükümetlerinin
Avrupa’ya ait konularda birbirleriyle danışmalar ve
danışma meclisine temsilci olarak yollanan çeşitli
ülkelerin milletvekili arasında görüş alışverişini
sağladığından Avrupa Konseyi çok yararlı bir kuruluştur.
Örgütün en büyük başarılarından biri kuşkusuz 4 Kasım
1950’de Roma’da imzalanan İnsan Hakları Avrupa
Sözleşmesi’dir. Avrupa Konseyi İnsan Hakları konusundan
başka sosyal ve tıbbi yardım, sosyal güvenlik, ihtira
beratlarının sınıflandırılması ve kültür gibi çeşitli
konularda sözleşmeler hazırlamıştır. Bunların pek çoğu
yürürlüktedir.
Başlıca amacı Avrupa’da sosyal ve ekonomik konuları
işleyerek insanları daha iyi bir yaşam seviyesine ve
mutluluğa eriştirmeye çalışan Avrupa Konseyi’nin
başarıya ulaşmasını bütün iyi niyetli insanlar temenni
etmektedir.
|